SEN
sen bazen bir çocuk gibisin
elime alıp sevmek istediğim yanağını sıkıp öpmek istediğim ip atlayıp çizgi çizip oynamak istediğim bir çocuk *** sen bazen olgun bir kadın gibisin bir geminin limana sığınması gibi kendisine sığınılabilecek bereketli topraklar gibi buğdaylar verebilecek akıllı zeki olgun bir kadın *** sen bazen bir ana gibisin çocuğunu her türlü kötülüğe karşı koruyan onu seven okşayan kucaklayan merhametli şevkatli eli öpülesi bir ana *** sen bazen hastasın hem kendini yiyip bitiren hemde beni sinirlendiren kızdıran bakır köylük bir hasta *** sen bazen badanacısın beni her gördüğünde bir duvar misali fırçalayan fırçaladıkça zevk alan işinin ehli bir badanacı *** sen bazen bir şeker gibisin yalayıp yutmak istediğim bazen ısırıp koparmak istediğim yedikçe ağzımı tatlandıran arzuladığım daha çok istediğim bir şeker *** sen bazen bir biber gibisin yemeğe tadını veren yedikçe insana acı veren dilini dişini yakan ama her şeye rağmen yemek istediğim vazgeçemediğim bir biber *** sen sen nesin biliyor musun sen benim canımsın sen benim kokladığım üzerinde titrediğim GÜLÜMSÜN..... sen sen bir tanesin. VEYSEL GÖRGÜLÜ 3 MART 1998 biricik gülüme amağan olsun |