Alaboraaslında kararsız değilim der eflatun, eflatun der ki; küçük bir çocuğum ben, dev bir okyanus taşırım avuçlarımda, ben; arabesk bir gemiyimdir, el uzanmaz derinlerimde, kurtlar yemiştir tayfalarımı, kaptanım sele kapılmıştır, en iyi ihtimal batışımdır, diplerdir çökmek için, ben; yolcuya tutulan denizimdir, kusarsam, eflatun! bütün bir yüz kusarım, o yüzdür ki; başıma hep ağır gelmiştir... kem küm mü? kem küm eflatun değildir, kem küm gözlük takar, rengi belirsiz bir gökyüzü damlar camlarına, o damlalar bir gözü kapalı sokak lambaları içindir, muhakkak saplanmıştır denizin ortasına bir tane, kem küm der-ki; yürümeyi bilmeyenler yolunu kaybedemez! konu bu değildir, konu denizin ortasında bir sokak lambasının ne aradığıdır, pazarlanacak solgun bir ışıktır altı üstü, altı üstü kem küm ve eflatun, öyle ya, pazarlanan vücutların ısısı hep düşüktür. eflatun, kem küm ve arabesk, ha bir de ben, eflatun aslında kararsız değilim der, giyindiği uzun kollu bir buluta gözlüklerini siler kem küm, arabesk benimle meşguldür, ben? ben eflatunun küçük çocuğuydum, hatırlarsanız avuçlarımda bir okyanus taşırdım, haylaz bir atmosferin, bir sokak lambasının altında unuttuğu bir okyanus, bir... bir yağmur sonrası okyanusu... konumuz? yok hayır bunlar da değil konumuz. selcan adalı 22.11.07 |
ellerinize sağlık.