HAYDİ DİKİN HEYKELİ!’Sırt sırta savaş verdik, kardeşiz’ dedik lâkin Siz vatan hâinleri özerkliği andınız Sağduyulu milletim durdukça sessiz sâkin Devlet içinde devlet kuracağız sandınız Hele tatbîke kalkın, bakın neler oluyor? Kaç milyon Türk yiğidi meydanlara doluyor? Şimdilerde ortada döner bir heykel lafı Haydi biryol deneyin sizde varsa o yürek En önde şehidimin anası tutar safı Başınıza yıkarlar dünyayı kazma kürek Ne düşmanlar savdık biz sopalarla, satırla Çanakkaleyi düşün, Sakaryayı hatırla. Yapılan eylemlere siz savaş mı dersiniz? Sizin tek bildiğiniz kahpece vurup kaçmak Siz Vatan toprağına nifak eken şersiniz Hayâliniz ülkemde yeni bir bayrak açmak Sıkıysa uygulayın aklına uyup sör’ün İşte o zaman savaş nasıl olurmuş görün Mehteran’ın tokmağı aşk ile kös’e vurur Tekbir sesiyle yürür genç, yaşlı, erkek, dişi Dikilir önünüze, bir duvar gibi durur Bu millet askerine bile bırakmaz işi Kanayan bu yarayı temizleriz irinden Eser kalmaz ülkemde hâinlerin kirinden Bizi bağlamaz size tâviz verenin sözü Biz yeri geldiğinde hiç kimseyi takmayız Coşa gelen halkımın kimseyi görmez gözü Sabrımız taştığında emre falan bakmayız Gözümüzü kırpmadan ölürüz, öldürürüz Ne bir tek çakıl verir ne Vatan böldürürüz |
Güncel bir epik şiir.
Şairin bir görevi de yaşadığı toplumun, yaşadığı dönemin; aynası olmak, hatta kendi toplumundan ve çağından; geleceğe ışık tutmaktır. Bu bağlamda, toplumun büyük çoğunluğunun hassasiyetine ayna olmanız, yapılacaklar için ileriye dönük bir projeksiyon tutmanız, şairlik görevinizin gereğidir. Görevini yapana teşekkür de edilmez aferin de denmez. Elbette siz yazacaktınız; üstelik de güzel yazmışsınız.