BAHÇE DUVARINDAKİ KIZ
Henüz ayrımında değilsin
Ömrünü andırır Gücenik kalbini Acılar birbirine benzer Çocukluğuna çiy düşüren Güz acısından başka Şebboyların bahçe duvarındaki ıssızlığı Denize inen incecik yolda Minyatür bir anne Ne kaldı iğde kokusundan Yaz sinemalarından geriye Kendini okşayıp dur sen Eskisin günler, düşlerin değil Alıngan bir sevgiden doğmuştun Bir uçurumdan Yine de eksilmesin o yorgun gülümseme Taş duvarlarda nergisler açtıkça Bir çift koltuk değneği Cam kırıkları Sessiz yürüdüğün yollar İpi kopmuş uçurtma yüzünün dalgınlığı... |