Yokluğuna Düştüm / Özlemin Koca Bir Musalla
Affet / seni daha fazla yaşatamadığım için.
Bir ekim sabahıydı Uykusuzluğumu gözlerimde delik deşik ettiğim. Yüreğimin tüm coğrafyasına Dikiş tutmaz bir yara bıraktın. Kapanmaya yeltendikçe pervazlanıyor Yokluğundaki ince yorgunluklarım. Soğuk ellerinde bir can aradım, Sağına devrilmiş yüreğini kaldırdıkça Sen başını toprağa çevirdin… Gitme dedim, Gittin... Gece yarıları pencerelerde seni beklerken Evimizin demir kapısını çeviren o anahtar sesiydi Beni ayakta tutan. Her an seni kaybetme korkusunda Göğüs kafesindeki her bir nefes alış Bir Cennet hazırlığı kadar büyüktü yürek derinliklerimde Yokluğundan arta kalan fotoğraflar bile avutmuyor İçimin kurdeşen yalnızlıklarını. Öyle çoğul bir yokluk bıraktın ki senden geriye, Hiçbir harf anlatamadı Seni omuzlarımda taşırkenki acıyı Ellerimle seni toprağa verirken Düştüğüm hiçbir kuyudan çıkamadım hâlâ. Sensizliğin koca boşluğunu anlatırken Yetim düştü cümlelerim ayak ucumda. Geleceksin sanmıştım oysa. Kapanan o kapıdan yeniden Döneceksin sanmıştım. Gözlerim hep o kapıda. Gelmedin henüz.. Hâlâ içimde bir umut… Geleceksin değil mi? Geleceksin!.. Şimdi bir cümlelik yokluk kazdım yüreğine. Suskunluğun bana yaşarken musalla. Ve affet baba, Seni daha fazla yaşatamadığım için. Ellerimde son nefesini verirken Toprağa koşmana izin verdiğim için Affet! Tahta arabalı çocukluğumda Sıraya dizilmiş binlerce ıslak şiir. Yokluğunu aramakta uykusuz kalmış uykularım. Ve en çok ne acıtıyor beni biliyor musun baba ? Uzun zamandır memleketime yağmur yağmıyor. Gök yarılsa, Dereler taşsa, Bardak boşalırcasına Bir yağsa… Avaz avaz gözyaşlarına boğup gözlerimi, Çığlık çığlığa ağlayacağım. Yokluğuna bir gök ağlayacak, Bir ben. Affet beni baba! Sana gelemediğim için. Seni çok özledim baba. Bir çağırsan diyorum, Koşa koşa gelirim sana.. 13 Kasım 2012 İsmail Sarıgene |
Yutkunmayı güçleştirendi .