Dokuz kasım korkusu
Yine içimde buruk bir acı var.
Sarı, sarı yapraklar dallarından dökülürken. Beni benden çalan bu mevsim, Hüzün vermekte buğulanmakta düşündükçe gözlerim İşte yine böyle bir günde dalgın, dalgın gözlerim karşıya bakmakta Ağaçlardan sarı yapraklar dökülürken, Dokuz Kasım’ın, korku saçarak geldiğini hissediyorum; Korku vermekte içimdeki buruk acım, Yağmurların çisem, çisem yağdığı hazan gününde! Üzerimden bir türlü atamadığım elemim, Bulut, bulut dolaşıp durmaktadır yüreğimde, gözlerimde. İçimde buruk bir acım, gözlerimde desen, kaybolan ümitlerim, hayallerim, Bana geçmişimi hatırlatırken, Dokuz Kasım’ın korku saçarak geldiğini hissediyorum; Yine dalgın yüreği acılı gözlerim. Dizlerimin bağı çözülmekte, içimdeki korkumdan! Azrail’ in kapımı çaldığını hissediyorum, bedenim titremekte korkudan Ve titremekte kapıyı açmaya hazırlanan ellerim. Daha teslimiyet kapısı yüzeme açılmadan, Dokuz Kasım’ın korku saçarak geldiğini hissediyorum; Yine dalgın gözlerim, geçmişi yaşarken, Adına tesadüf dedikleri, bir kurt kemiriyor içimi. Acaba diyorum dalgın, dalgın bakarken düşünürken kaybettiklerimi! Yüreğimde bir korku aklımda geçmişim içimde bin bir şüphe. Gök gürlerken şimşekler çakarken, Dokuz Kasım’ın korku saçarak geldiğini hissediyorum; Uykuya dalıyor korkulu dalgın gözlerim. Bu defa o günkü gibi değil, ama yavaş, yavaş gevşiyor vücudum. Derin bir uykum bastırıyor kaldıramıyorum göz kapaklarımı yerinden. Rahatlıyorum yüreğimde ne bir korku var ne de gözlerimde o günler./ uyuyorum. Yağmurların yağdığı yaprakların düştüğü yerde 22 yıl önceki, Dokuz Kasım’ın, korku saçarak geldiğini hissederken; 08 Kasım 2012 Antalya. |