Ayrılıkta var! SevdadaGitsen kış, gelsen temmuz olur Sara geçirir bütün hasretler Dikene katlanılanı bulunmadığından, İlk celsede boşanmaya gider gül. Sürülmüş bir barut güzergâhında Çakılmış bir kibrit çöpü gibi Kalemini kırıyorum hâkimin. Teker teker idam sehpasına yürür, Bütün alfabenin örgüt üyeleri Kalsam biter, gidersem yok olur bir ivediye çalarım Gece- sabahın 12’inde vurulur, en deliksiz uykumu uyurum. Bir daha izleri olamaz ayaklarımın bundan böyle Özgür olmuş köleler gibi, bir bir ayrılır bedenimden düşünce ve duygularım Uzun bir ayrılıktan sonra annesine kavuşan çocuklar gibi sana koşarlar. İşte kucaklarsan, onların ayak izleri olur, ağırlığımın yok Sevsem delirir, sevmesem hırkamdan soğuk kesilirim, Şimdi sevsem düne pişmanım, dün sevsem dün bana pişman Dünyadan mutluluğa payımı sorsan, Dünyaya pay edilmişliğimin hesabı tutulmaz. Anladım ki Vurulmaktır payımıza düşen, biraz da hüzün. Vatana vurulur, dostlara vurulur, Şiddetli bir yağmurdan çıkan bir solucanın kasılıp, gevşemesine vurulur… Bir de sana vuruluruz, ondan sonrasına nakavtız hayattan. Bir sabahın 2’(ndi)sinde verilir, İki parmak uçları arası hediyesi merminin. Ne selamı vardır, ne mahkemesi Bir elveda için gelir, kendisi gelir sen gidersin. Vurulmuşum! Sensiz bir sayrılık olur yalnızlık. Donup kalırım bir temmuz sıcaklığında Bütün tümceler vuslat olur benliğimde. |
kutlarım
Sevgi ve hürmetle