Muşti Ziyadda İblis Sayılanlar
Kelamımdaki bergeman gönül dergahımdan edilmez ki ber tak nihaden
Çemişe ’’çüş’’ ettiğimi zanneder günahların ehli çektiğim kahrı bilmeden, Rahman rahim bir tek Allahtır,geri kalanlar teferruattır haybeden, Oysa kirpikten dökülen sirişktir ebedi,beni hayata küstüren. Kartala bir ok değmiştir ki ferkahı zehreder tıpkı kendi teleğinden, Kurtuluş onu bu hale düşürenlerin köküne kibrit suyudur dönemin en has şairinden, Yahut yeri göğü perişan etmektir çıkan alevlerle şe’ri merdumekten, Hudayi devletkar bir han olsan da ne fayda,evren geçmiştir kıyametimden. Yardan, yad ellerde olsanda verecektir kararı, hak nağmını almıştır divan-ı vezaret, Bundan gayrı ayyaş kalsa da aşık gideceği yer ya meyhanedir,ya nezaret. Farketmez onun katında saatler öncesinden gelse de makiyanı zag renk, Dünya naendam görünse de vesselam,alamet kıyamete yaklaştıkça bakidir ahenk. Cehennemden azad olan kafir için, tebdil-i mekanda ferahlık vardır, Amel defterim kat kat günahlarla dolu olsa da,sırım gibi imanım vardır, Velhasıl elinde tırpanı olan her melek muşt-i ziyadda iblis sayılandır, Aslında gerçek muşe bidani hukke’i sipihr her gece tek tek kayandır. Ah halim vah halim ne olacak diyeceğine eriş alimin zihniyetine, Aleme yakın ol,şart koşma budala,feryad ettiğinde seni yek duyan Rabbine, Yırtık sahabelerdeki kelimelere saygı duy ilk önce dönüşmek için tahire, Bardağını tam doldurmadan önce son kez bakmayı öğren sürahine, Zehre-i şebi gör önce,ayıklamadan varlığın yokluğunda pirincin taşını, Sükutu ara bul sesten evvel,duymak için yüreğindeki nidayı, Gönlün nur ile dolu iken nice garip duygulara kanıp yok sayma tabdar dolunayı, Unutma sen ve senin gibilerin küçümsediği karınca bile yapmaya yeter yuvayı .. |