Herkes Üfürecek Kendi SûrunaDağ gibi yığılsa tez biter nakit, Herkes anlar yalan zaman ve zemin. Çabuk unutuldu yapılan akit, Elest meclisinden çıkmışken demin... Kulluğu leş gibi yere gömerken, İstikamette kim durabiliyor? İrinli memeden cürüm emerken, Kim azgın nefse gem vurabiliyor? Yol, durak, park açık yatak odası, Bi perva olağan çiftleşen itler! Sonsuz özgürlük ya! Asrın modası, Ar, hayâ sürgüne göğe gittiler... Tıkar kulağını dinlemez bahtsız! İlahi nağmeler verirken haber. Kimi de bu sesten olur rahatsız, Müezzinler derken; Allahuekber! .. İnsan köle olmuş bed gururuna, O hangi yolu seç derse seçiyor. Sanki dünya döner en son turuna, Korkarım çareyi bulmak geçiyor... Özüne yok olsun gayrıya saygı, Güzel hasletlere bi alâkadar. Şuursuz nereye? Hem de yok kaygı, Nereye! Nereye! Nereye kadar? .. Aklımla yaptım der vah! Öğünerek, Eyvah! Kimse görmez hiç kusurunu. Melek İsrafil’e artık ne gerek, Herkes üfürecek kendi sûrunu... |