Öykümüz
Yaprakları dökülür dem be dem öykümüzün.
Bulutların rengine karışır yüreğimiz. Tarih düşerken gönle kehribar rengi hüzün. Eylülün dudağında sükut çağında imiz. Suların rengi solar mermerin nabzı erir. Kısalan günler yetmez yâre hâli arz için. Şıvgın olur kederler içimizde uç verir. Bir aşina dost eli sarmaz yarayı niçin. Kışın ucu görünür ufuklarda kan rengi. Buzlu yollar götürmez vuslatın ülkesine. Tüm şarkılara siner şimdi hüznün ahengi. Gamın rengi karışır notaların sesine. Zamanı ilmek ilmek örüyor kudret eli. Emanet olan ömür akıyor su misali. Sıramızı bekleriz dostlar gitti gideli. Sular muhabettimiz gül misali visali. Eylülün rengi düşer tuvale fırça fırça. Kederin sayfaları hayallerde sararır. Kalubeladan beri bütün gönüller sırça. Tekrar açılmak için birden perde kararır. Ankara, 27.10.2012 İ.K |