BKÇ - N'ETTİN OLTAYIKORKMAM BE HALİL Ben neden korkayım ummanlar dolu, Vira Bismillah der olta atarım. Doysun diye Rabb`in bir alay kulu, Kılıç, kalkan, balina da tutarım. Bizim evde lüzum yok akvaryuma Üç yanımız deniz, bak etrafına. Her türlü nimeti sunarım sana, O sofraya havyarı da katarım. Elbette farklıdır balığın boyu Kimi tuzlu sever, kimi saf suyu Dostlar doyasıya yesinler deyi Gerekirse ben aç bile yatarım. Bizi dileneye kapımız açık, Sallama bu işi, hemen yola çık, Temizler, içinde bırakmam kılçık Gerisini korkusuzca yutarım. Sen çorbaya taktın vazgeçtim ondan, Biraz mezgitten al, biraz somondan Masraf olmaz, paran çıkmaz cüzdandan Artanları başkasına satarım. Fazla dayanamaz, kavaktan iner, Aşkından yandığı deryaya döner. Anladım bu Ressam, Yusuf `u dener, Cimriler yerine koyma, biterim. Yusuf Giraz Oberhausen, 23.10.2012 (Balık Kavağa Çıktı) N’ETTİN OLTAYI Güneş gözlüğünle kısa bir şortu; Giyerek sımsıkı tuttun oltayı... Bir naylon legene doldurup suyu Balık tutmak için attın oltayı... Çamaşır suyu mu köpürmüş hepten, Tuzlanmış balıklar gelir mi küpten, Dalga vurur dalga kıranı dipten Sanki kılıç kalkan ettin oltayı... Odanın içinde ampülden güneş, Vurdukça yüzüne ter gelir beleş, Sukunet sağlandı sen de yok telaş Kolun yorulunca ittin oltayı... “Rasgele!” demektir en büyük arzum, Rasgelmez balıklar üzülme kuzum, Tutsaydın – hazırdı soğanla, tuzum Yaladık avucu n’ettin oltayı... Çocuklar kovayla legene döktü, Oyuncak balıklar boynunu büktü, Kara çarşaf gibi geceler çöktü Karanlıkta kaça sattın oltayı ?.. Hayal mi görülen yoksa bir rüyâ, Resmine bakınca doymuşuz güya, Ressam Halil, böyle geçiyor dünya Neye çıkar bilmem yuttun oltayı... Halil GÜLEL Düsseldorf / 24.10.2012 (Balık Kavağa Çıktı) Not: Dostum Yusuf GİRAZ ile yapmakta olduğumuz bir eserden bölümleri yayınlıyoruz. |