İyi Şeyler Duyalım Köprüsü
"iyi şeyler duyalım" köprüsünden geçiyorum
endişeli hallerim var sırtımda "taşır mı beni bu köprü" romanının son sayfasında -burada iyi kalpli bir karanlık varmış. Gördünüz mü? - Bilirim. İki yatak ötede. hep böyledir okunmaz reçeteler, "sevişirken mutlulukla temastan kaçınınız." "tahriş olur umutlarınız..." suyun sürüklediği bir yaprak tan da öte akıntılara karşı yaşarken ve onca acıyı beslerken göğsünde yaptığın çalı çırpıdan yuvanda ve bazen takılsan da hırçın bir kayaya yine de kudretli bir takvim sürüklüyor seni ileriki günlere o günlerin tuhaf muammalarına vazgeçemediğimiz tutkularımızın arasında kalın kalın noktalı virgüller "beklemeler" ormanında ne çok ağaç var sahi sahi-beleri dallarında düşmeyi beklerken sahici - sahiden - sahici "iyi şeyler duyalım köprüsü"nün tam ortasındayım "taşır mı beni bu köprü" romanının son noktası canımı yakıyor ellerimde, ellerimi yara eden sevişme fideleri biraz daha direnmek için ucube rastlantılara sona doğru, sona doğru hep, yolların ağrılı tarafı yine de bir uyarı işte o köprü sonunda : "lütfen değerli arzularınızı ruhunuzda bırakmayınız" "zedelenmesinden duygularımız mesul değildir." Oktay Coşar |