Yusuf bir kere düştü, kuyuya.
Sonra
Kahvaltı’da sana da bir çay koyuyorum. Çayın da tadı yok ya. Olsun Sohbet eder gibi yapıyorum. Sevdiğin şarkıları göğsüme saplıyorum. Biraz daha senleşsin istiyorum vücudum. Sana benzesin. Sonra En mavisinde karşımda deniz Parmak ucumda , tarihin en kanlı savaşları yaşanıyor. Vücudum üşüdükçe, parmaklarım acıdıkça soğuktan, seni hayal ediyorum. Duygular karıştıkça denize, ben sana karışıyorum Sana karıştıkça, ben biraz daha ben oluyorum. Sonra... Akşam oluyor sevgilim. Sen bilmem kaçıncı şehrin kaşifi olurken, ben inancımı yeniliyorum aslında tanrıyla sana olan inancımı tazeliyorum ki Dünyadaki bütün dinlere yemin ederim. ateşe tapanlar da dahil. Seni seviyorum... Sonra Camdan her gece ayla şu tepenin kesiştiği yere bakıyorum. Tanrının bi lütfu sanırım bu bana karşı. Deniz ve ayın yan yana uyuşturucu kullanması. Bir de manzaramın önünde sevişmeseler keşke şu martılar. Canımı acıtıyorlar ben saçlarına bile dokunamazken. Sesine karışamazken.( ne acı) Sonra Üzerimden tren geçiyor geceleri. Özellikle camdan aşağı gözlerimi salladığım vakitler. Ölüme pandik atıp kaçtığım saatler. Göğsümün içinde infilak etmek üzere olan bir tren hiç vaktini kaçırmadan tam üzerimden geçiyor ve patlıyor. Can ve mal kaybı yok. Sadece deste deste sen düşüyor vagonlardan. Toplaması yine gözyaşlarıma kalıyor. Sonra Sonrası yok sevgilim! Özledim seni, asit yağmurları gibi. Sibirya kışları gibi. Kan gibi. Şu an ne yaptığını bilmiyorum, kimlesin, neylesin, hangi tavan arasındasın hangi betonun soğukluğundasın hangi yarayı kırmızı et parçacıklarınla dikiyorsun bilmiyorum;ama Annem kadar özledim seni. Şimdi daha çok merak ediyorsun beni değil mi ? Yalvarırım etme. Yalvarırım merak etme beni. Gerdir kelimelerini ağzının içinde Fırlat dudaklarından bir bir Yüksek rakımlı cümleleri mavilere... Dar ağacımdaki o kalın ilmekli ipi, Senin gözlerinden sarkıt boğazıma bitti de bir deri bir yüze hakimken simsiyah bir plastik bir tabiatı kaplarken bitti de bir soluk bir solukla cisimsiz çarpışırken bir dudak bir kumral bir surete mesafesiz dokunurken bitti de ve sus. Sonra son bişey daha Yokluğun öyle bir düştü ki içime, seni alsam koysam ikimizde bu kuyuda kayboluruz, bu yüzden Yalvarırım git. Yusuf bir kere düştü, kuyuya. şimdi yalvarırım. Yalvarırım git. Hakans Şahin |
kaleminiz daim olsun Hakan
selamlar ve saygılarımla .......