Bir dostumuzun hayat hikayesinden esinlenere onun ağzından yazılmış.

Sığdırmadın beni baba yurduma,
İşte gidiyorum al senin olsun.
Sakın üzülüp de bakma ardıma
Var gönen içinde kal senin olsun.

Boşunaymış bunca emek çektiğim
Gece gündüz alın teri döktüğüm
Özenip de bahçemize diktiğim
Üstü yemiş yüklü dal senin olsun

Güller diktim goncaların dermedim
Ekin ektim harmanını sürmedim
Evim oldu amma bir gün görmedim
Var eğlen içinde gül senin olsun.

Hicran ile geçti gençlik çağlarım
Yalan oldu boz dumanlı dağlarım
Melûl mahzun boyun büktü bağlarım
O bağlara giden yol senin olsun

Muhabbet beklerken hep cefa verdin
Neyimi kıskandın ne idi derdin
Bir evlek tarlayı bana çok gördün
Var içinde safa bul senin olsun

Bu garip başımla kime dert yanam
Birisi gardaşım birisi anam
İşte ben gidiyom yanımda sunam
Babamızdan kalan mal senin olsun

Bir gün gelir figan düşer yuvana
Ben bıraktım işi ulu divana
Yaban arı gibi daldın kovana
Kahırla yediğin bal senin olsun.

Geldim gurbet ele düzenim kurdum
Gözümün yaşıyla yaramı sardım
Gönlümün yarası öz baba yurdum,
Al onu başına çal senin olsun.