duvaro gittiğinden beri burdayım dört duvar ve bir kapı günde iki kere açılır iki çocuklu bir kadın her gün iki kap yemek bırakır "sana yardım edebilirim" dedi bir seferinde renkli kalemler istedim ondan kapının tam karşısına bir pencere çizdim sonra içimdekileri pencereye perdenin yarısı açık diğer yarısı pencereden gelen ılık rüzgarla savrulmuş gökyüzünü çizdim ve kuşları sonra dağları tepeleri hala karlı büyük ağaçlı ormanlar çizdim ve bir nehir çizdim ovaya sırf dağdaki ceylan insin diye büyük düzlüklere gelincik tarlaları çizdim çünkü sevdamın ve hüznümün tılsımı onlar pencereye yaklaştırmadım ama uzaklara çizdim bana en yakın kuru bir ağaç çizdim gözlerimi pencereden çıkardığımda ilk gördüğüm ve döndüğümde en son gördüğüm olsun diye çizim bitti pencereden içeri girdim içimden dışarı çıktım etrafıma bakındım dört duvar kapı duvar pencere duvar oturdum içinde sen geçen bir şiir geldi aklıma başlığı Suçl/u/ama şiirin başında suçlu dedim yerli yersiz suçladım seni sonra elimi daha güçlendirip suçlu ama dedim yerden yere vurdum seni en son aptallığıma baktım hayır suçlama dedim yerli yerine koydum seni biliyor musun ben aslında bu şiiri yazmadım içimden geçirdim ben duvarları yazdım. |