ACIYA DÖNÜŞEN HASRET
Gözlerin baharı
Sözlerin hazanı yaşatırken bir zaman Ve ipotekli duygular içindeyken gönül Sana sevda şiirleri yazmak ne mümkün Yağmur bulutları gibi Hasretin acıya dönüştüğü bir anda Biraz da ayıplı bir sevda tutsaklığında Gözlerin gönüle verdiği ıstıraba Sen olsaydın dayana bilir miydin göçmen kızı… Hani hayatın tuzu biberi olan Aşıkların ayrılış anları vardır ya Mutlulukla başlayıp acı ve hüzünle biten Yaşanılan zaman içinde maskeleri düşen Hani kaçınılmaz sondur ya ayrılık vakti Bulunmaz Hint kumaşı gördüğümüz olur ya bazen kendimizi Hani dilin damağın kuruduğu Dilin susup, gönül gözünün ağladığı Hani yüreğin tandır gibi yandığı Ve de sözün bittiği yer vardır ya İşte toz pembe hayat çekilmez olmuştur artık Kelimeler düğümlenir de boğazımıza Düşler kabusa, hayaller karabasan olur Tarifi imkansız bir sızı kaplar ya benliğimizi Hani yutkunur dururuz ya Boğazımızı yakan o acı şeyin gitmesi için Acıya ağıt misali Ayrılık şarkılarında teselli olur Zifiri karanlıklarda kahroluruz ya hani İşte o zaman anlıyor insan Kaçamak bakışlardaki hazzın yalan olduğunu Anlıyor ya iş işten geçmiştir artık Çaresiz sevda prangaları içinde Hayali sükuta uğrayan sevincin hüsranını Umut içinde beklenen karşılaşmanın azabını Yılgın ve yitik bir zaman dilimindeki acı gerçeği Yaşlı ve yorgun bir sevda savaşçı öğretiyor Ama yinede insan aklı cevabı zor sorularla doluyor Ve uyku tutmayan şu gözleri düşlere Sana sevdalı bu yüreği Yaşanacak zaman diliminde Sana ait hayallerle süsleyemiyor biliyor musun Ve tüm bu şart ve ahvalde Kabusa dönüşen hayat gerçeğindeki maziyle Ne yarına umut-var bakabiliyor insan Nede düşlenen hayatın mutluluk resmini çizilebiliyor inan Kaşif Kani ERTÜRK DUYGU DİZELERİMİ BÖCEKLE DEĞERLENDİREN SEÇİCİ KURULA CAN-I GÖNÜLDEN TEŞEKKÜR EDİYOR SAYGILARIMI SUNUYORUM.. |