Gerçek Hayattan...Düşünce Fevzi ana rahmine Bir hastalıktır gelir babasına Üç ay kalmıştı ki doğmasına Yetim olarak göz açtı Dünyasına Dünyaya gelir de gelmesine İmkan varmı yetimin gülmesine? Üç aylıkken bir talipte çıkmazmı annesine Birde öksüzlük binmezmi ensesine Anneside Fevziyi bırakıp gider Bir parçacık sabi şimdi nasıl eder Kalır ortada yoktu bakacak kimseler Anne tarafından olan dedesi merhamet eder Alır yanına dedesi Süleyman Üstün tutar Fevziyi öz oğlundan Hanımına der iyi bakasın aman,aman O Musamın yadigarıdır dayanamam Çocukluk yılları geçip gelince okul çağına Dedesi dönüp şöyle dedi öz oğluna İkiniz birden katlanamam masrafına Fevzim okusun sen bak koyunlarına Dedesi okumaya göndermişti Fevziyi Oğluna ise sen eker biçersin dedi araziyi Neden böyle tuttu ki acep teraziyi Çünkü Süleyman çok iyi bilirdi Araytelleziyi Fevzi gitti ama okumayıp döndü geri Dedesi oğluna doldur dedi boşalan yeri Başlamıştı Kemal Aydının okul günleri Fevzide bekliyordu artık askerliği Gelince askerliği gönderdi askere Göndermezdi parasız onu hiçbir yere Sağ salim bitirip döndü köyüne Ceylan gözlü Fevzisi alıp teskere Tam o anda bir sızı girdi başına Bakmadı Fevzinin genç yaşına O kadar arttı ki imkan yok dayanmasına Yine iş düşmüştü dedesi Süleymanına Ne var diyerek alıp götürdü Ankarya O ceylan gibi gözler döndü birden karaya Behçet hastası diye kaydedildi dosyaya Görerek gidip ama olarak döndü Boğazyaylaya Yirmi iki yaşında olmuştu ama Bir bu kalmıştı girmeyen Dünyama Bir süre ağlandı sızlandı amma Fevzi öyle bir hayat doluydu ki sorma Dedesi everdi karıştı çoluğa çocuğa Göğüs gerdi fakirliğe yoksulluğa İsyan etmeyip yakışanı yaptı kulluğa Fevzi beş yıl öncede çıktı son yolculuğa Güngör CELEP 04-10-2012 |