Bir kadın geldi savcıya
Elinde dilekçesi, çelimsiz mahzun kadın.
Yüzündeki ifade, ’şu halime bir bakın!’ Çekinerek, ürkerek yavaş adımlarıyla, Usulca giriverdi savcının odasına. Bir ’oh’ çekti savcıyı görüverince kadın. Belki son ’oh’ deyişi geçirdiği hayatın. Yüzündeki endişe bir lahza gidiverdi, ’Siz de bir kadınsınız, ne kadar güzel’ dedi. Dilekçeyi uzattı titreyen elleriyle, Savcı hanıma baktı ağlayan gözleriyle. Ne olur yardım edin, siz de bir kadınsınız, Ne olur yardım edin, siz beni anlarsınız. Gördüğü manzaradan etkilenmişti savcı, Gördüğü insan değil, baştan sona hep acı. Yutkunarak kadına otur dedi ve sordu, Sakin ol, anlat hele, sana böyle ne oldu. Korkulu bakışlarla başladı anlatmaya, Kelimeler yetmezdi derdini anlatmaya. Kocam beni dövüyor, öldüreceğim diyor, İçkisi için her gün benden para istiyor. Savcı hanım, bu benim üçüncü evliliğim, Bir ölüm, bir ayrılık ve şimdi çiledeyim. Bir yavrumu kocaya, ikisini yuvaya Vermek zorunda kaldım, hep ağlaya ağlaya. Bulaşıkçı olarak çalışıyorum her gün. Kocam beni dövüyor işte halimi görün. İçkisine verecek param kalmadı bitti, Her gün dayak ve tehdit, gücüm kalmadı gitti. Anlatıyordu demek tasvir etmez durumu Ağlayıp, inliyordu, korkudan titriyordu. Yaralarına merhem, derdine derman diye, Savcının huzurunda ona yalvarıyordu. Savcı, ’kocan hakkında dava açarız’ dedi. Duruşma günü bize tanıklar getir dedi. Kadın büyük kızını getirdi tanık diye, Mahkemeye her şeyi bir bir anlatır diye. İfadeler alındı kadın çare bekliyor. Mahkemede çare yok, kanun böyle işliyor. İki ay sonrasına celse günü verildi. Kadının rengi soldu, solukları tükendi. İki ay sonrasını bekler mi hiç bu kadın Her günü adliyede dolandı adım adım. Her gün umutlu bir ses duymayı arzuladı. Uzanacak el ile tutacak dal aradı. Üçüncü duruşmaya büyük kızı tek geldi. Söylediği her şeyi hâkime tekrar etti. Üvey babam annemi hep döverdi hâkim bey. Neden mi yalnız geldim, annem öldü hâkim bey. Kelimeler bitmişti, salon gözyaşı doldu, Hâkim, savcı ve kâtip yavaşça ağlıyordu. Elinde dilekçesi, çelimsiz mahzun kadın. Silüeti belirdi orada işte bakın. Taşımaya yetmedi zulmü narin bedeni, Elinde dilekçe yok, üzerinde kefeni. Adliye kapısında artık koşuşturmuyor, Adaleti mezarın toprağında arıyor. Not: Yaşanmış bir olaydır. Ahmet Taşkın |