BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞYaşamak zor sanat, Ya da belki zanaat. "Bir varmış" Diyerek Başlıyor koca hayat. İlk ağlama, ilk feryat, Kucakta ki safahat. Alnına yazılmıştır, Yaşanılacak hayat. Yumuk yumuk gözlerle, Pamuk gibi ellerle. Bakınırken etrafa, Sevgi akar sellerle. Agucuklar saçılır, Yavaşça dil açılır. Üzerine titrerler. Hastalıktan kaçılır. Bir ateş, bir öksürme, Dönüverir zulüme. Dualara dönüşür, Dudakta her kelime. Konuştu konuşacak. İlk adımı atacak. Anne, baba diyince. Sanki güller açacak. Bir, iki, üç, beş derken, Günler akıp giderken. İlk okula başlanır, Yedisine girerken. Yaklaşık on beş sene, Bir de mastır üstüne. Hafakanlar basmıştır, Girilirken ergene. Hayatın baharında, Koca bir yük sırtında. Şimdi bir iş telaşı, Aslanın boğazında. Garip biraz şanslıysa, Ya da torpil bulduysa. Başlanır çalışmaya, Yaşamak eğer buysa. Otuzuna girince, Artık eş lazım gence. Hayat toz pembe olur, Yokken hiç bir güvence. Bal ayı, bal yılları, Pembelik olur sarı. Bebek lazım haneye, Görmeden yoğu, varı. İnsan oğlu zor doyar, Sıramızda bir ev var. İmzalanır senetler, Memnun olsun diye yar. Başlar yorgun geceler, Zorlaşır bilmeceler. Paralar tükenince, Ay başını heceler. Beyin uyanık uyur, Bir de araba buyur. Borç yiğidin kamçısı, Konu komşuya duyur. Saçlara aklar düşer, Yaşlar olur, kırk beşer. Huzur kalmaz hanede, Ağlamaktan göz şişer. Borç üstüne borç koyar, Cebinde kaçar ayar. Hayatın arkadaşı, Rengi siyaha boyar. Ellisini geçince, Yol verir ince ince. Ayrılık ateşiyle, Yanar başa gelince. Sızlar yürek kavrulur. Hayatı zindan olur. Yaşamayan bilemez, Derler ki, eden bulur. Yeniden başa döner. Ama sönmüştür fener. Ne baba var ne ana, Başlar yalnız geceler. Neden geldik bu hale, Peynir, ekmek nevale. Zayıf düşer vücudu. Sağlık gelmez ihmale. Bir gün hak vaki olur, Haberi tez duyulur. Gider iken rahmete, Bin bir düzen kurulur. Ah edip, vah diyenler, Methiyeler dizerler. "Bir varmış bir yokmuş" İşte... Kıymetlenir ölenler. Mehmet Fikret ÜNALAN |