ÇOCUKLUĞUM
Ufacıktım..küçücüktüm..
Tahta pancurlu cumbalı pencereden Sokağı seyrederdim, Babamın işten gelişini gözlerdim Özlerdim ya.. Erkenden pencereler de.. gözüm yollar da. Bir abla geçerdi her gün, Güzel mi güzel.. Uzun zayıf bacakları vardı, Saçları hep topuz olurdu, O kadar şıktı ki, özenirdim.. İmrenirdim o yaşta, hayranlıkla bakardım, En güzel tarafı da Usul usul kırıtarak yürürdü, Çelik ökçelerinden.. arnavut kaldırımı taşlarda Çıt.. çıt..sesleri merak ederdim, Çok hoşuma giderdi, Ah.. çocukluk işte.. Sonra..babamın gelişini görürdüm, Çığlıklar atarak, sevinçle fırlardım, Sofanın tahtasında sesler çıkararak Merdivenlerden düşercesine koşardım, Öpüşürdüm, koklaşırdım, sarılırdım.. Çok severdim babamı. Sonra, anlatırdım heyecanla babama.. Ayaklarından sesler geliyor baba.. Çok güzel, saçları topuz ne güzel abla dedim, Her gün aynı konu, hep anlatırdım babama. Nihayet babam isim koydu o ablaya Dikdiki Leyla..çok hoşuma gitmişti, Dikdiki Leyla.. Bir gün, dayanamamıştım, çocukluk ya.. Çıktım karşına, Dikdiki abla dedim Şaşkınlıkla durdu, öyle baktı ki.. Önce korktum o bakışlardan.. Sonra..öyle bir kahkaha attıki.. Ansızın sarıldım Öptüm dikdiki ablayı O da bana sarıldı, O an öylesine kaynaştık ki birden, Sanki önceden beri tanıyordum, Ben onu hergün görüyordum pencereden, Çocukluk ya..gizliden gözlüyordum güya onu, O da hep beni görürmüş, İçinden sinsi sinsi gülermiş. O esna da babam geldi, Baba dedim.. Dikdiki abla.. Babam, biraz mahçup Ben, sevinçli Dikdiki abla şaşkın.. Anlamıştı..benden değil Babamdan gelen ismi. NURGÜL SOYDAN |
Altmışına vardım hala gelmedi...gelir mi bğilmem?..
Sen didikli ablayı ben şiirleime yaptığın yorumları sevdim....kutladım..güzel şiir dostluğuna...dostluklara..selamlar