Ayrılıktan ayrılmak..
Ayrılık,paslı bir hançer gibi..
Saplar da durur güzel hatıraları kalbinin tam ortasına... Canın öyle bir acır ki, Gözyaşların yağmur olur akar, içindeki yetim kalmış çocugun üzerine.. Koşmak belki uzaklaştırır sanırsın seni acılarından.. Koşarsın..koşarsın..ama yorulursun sonra.. Dizlerinde güç kalmaz,yığılıverirsin sende cadde ortalarına.. Çaresizliktir, ,boğazında düğümlenen o acı hissin tarifi.. Yutkunursun yavaş yavaş..sonra vazgeçersin her şeyden.. Bırakıp gitmiştir seni..seni hep en çok seviyorum diyen.. Tutan olmaz ellerinden,kendini bırakıverirsin bir boşluğa.. Dayanılmaz olduğunda acıların, Daha fazla taşıyamam dediğinde hani bu sevdayı içimde.. Dönersin Rabbine ve açarsın ellerini.. HIçkırıkların geceyi delip geçer,gözün yaşlı..gönlün yaslı.. Titrerken sesin ve dinlerken rabbin seni.. Dua dua kanarsın aslında.. Bazen uzaklara gitmek istersin ya.. Öylesine yorgun,öylesine kırgınım ki.. Bu defa uzaklar gelsin istiyorum bana.. Anladım ki,gitmek bize göre değilmiş.. Kalmakmış bize düşen en güzel şey.. İçinde yanan alevle..susmak ve gülümsemekmiş.. Yalan hayatın..yalan insanlarına... Ömer Faruk Turanoğlu |