vahygüller koku tebessümü yayıyor etrafına, bülbüller ilanı aşk ediyor güllere. vakit gece yarısını, çoktan geçmişti. seher vakti aydınlığa , kucak açıyordu. ramazan ayının on yedisi pazartesi gecesiydi. nur dağı manalı derin mi derin sessizdi. o civardaki hiç bir varlıktan ses çıkmıyordu. sanki olacakları birileri onlara fısıldamıştı. cebrail en güzel insan suretine bürünmüş, mis gibi kokular yayıyordu etrafa. son derece sevinçliğdi vahy meleği. çünkü son resülle peygamberler peygamberiğle buluşacak onunla yüz yüze gelecekti. beklenen an gelmişti, o ıssız ve karanlık gecede, vahy meleği nurlar saçarak, kainatın efendisine göründü. tatlı ve gür bir sesle oku dedi(ıgra) korku sarmıştı efendimizi, ben okuma bilmem dedi sesi titreyerek. cebrail kucakladı sıkıp bıraktı ve oku dedi tekrer. kainatın efendisi ben okuma bilmem dedi. cebrail ikinci defa sıkıtı ve bıraktı. yine seslendi oku dedi. sultanımız ben okuma bilmem, söyle ne okuyayım dedi. alak suresini okudu cebrail. yaradan rabbinin ismiğle oku. o rabbinki insanı kan pıhtısından yarattı. oku rabbin sonsuz kerem sahibidir. o insana kalemle yazmayı öğretendir. heyacan son haddine gelmişti. efendimiz inen ilk ayetleri, harfi harfine tekrar etti. artık inen ayetler reülullahın hem diline hemde kalbine yerleşiyordu. bir anda ortadan kayıp oldu cebrail. mağaradan çıktı efendimiz, titreyerek eve geldi. konuşamaz durumdaydı. hatice-i kübraya beni örtürnüz beni örtünüz diyebildi. sadık zevce hiç birşey sormadan yatağına yatırdı ve üzerini örttü. bir müddeet sonra uyandı efendimiz. hatice-i kübraya başından geçenleri anlattı. korkuyorum ey hatice başıma bir şey gelmesinden korkuyorum. korkuya mehal yoktur dedi annemiz. allah senin gibi kulunu asla utandırmaz. sebat et ya muhammed ben senin bu ümmetin peygamberi olacağını ümit ediyorum dedi. hatice-i kübra validemiz, amcası oğlu varaka bin nevfala götürdü efendimizi. varaka gözleri kör, gönlü aydın bir hiristiyandı. tevratı, incili okumuş, aydın birisiğdi. dinledi resülu ekrem efendimizi, renkten renge girerek hayretler içinde kalıyordu varaka. bitirdi sözlerini efendimiz. kuddüs kuddüs diye haykırıyordu varaka. efendimiz ve annemiz birşey anlamadan öylece bakıyorlardı. o gördüğünüz melek cebraildir dedi. allahın musa peygambere göndrdiği ruhu’l kuddüs tür. sense bu ümmetin peygamberisin dedi. rahatlıyorlar böylece her ikiside eve dönüyor. bir müddet görünmüyor vahy meleği. sonra tekrar görünüyor efendimize. yerle gök arasında bir kürsüde otururken görüyor efendimiz. ürpererek yere çöküyor. eve geliyor tekrar beni örtünüz diyor. yüce allah şu ayeti gönderiyor. ey elbisesine bürünen kalkta insanları allahın azabından sakındır rabbini büyük tanı elbiseni temiz tut. azaba sebep olacak günahlardan uzak dur. ve bir güneş doğuyor arabistandan. ışık salıyor bütün gönüllere. bütün hasta ruhlar deva buluyor. kirden pastan arınıyor ışığın ulaştığı her yer. 21.09.2012 cevdet altay |