KANUNİ VE SANDIK.....
Kanuni danışırdı,her işi alimlere,
Şeyhulislamdan fetva,alırdı işlerine, Karıncalar sarmıştı,ağaçları bahçede, Danıştı yine Sultan,meseleyi alime. Kanuni ölecekti,şunu koyun kabrime, Benimle girsin buda beraber benle kabre, Allah sorar ise,göstereyim oradan, Sıkışırsam kabirde,yardım isteyim ondan. Alimler tartıştılar, henüz kabrin başında, Kimi olur dediler,kimi de olmaz asla, Böyle adet yoktur ki,olmamıştır İslamda, Mecusi Budistlerde,böyle koyarlar kabre. Tartışma çok uzadı, düştü sandık açıldı, Sandıktan çıkan fetva,hepsi yere saçıldı, Ebussuud Efendi,gördü aldı ağladı, Sen kurtuldun Kanuni,yaktın beni dedi. At sırtında geçirdi,Sultanlarım ömrünü, İslama hizmet etti,Padişahlarımın tümü, Alimi Kadıları,halkıyla hep birlikti, Dünyaya Sultanlarım,adaletle hükmetti. Bıraktılar ecdadım,bizlere mirasını, Bugün tanıyor artık,Türk oğlu ecdadı, Sultanlar şeriattan,bir milim ayrılmadı, Dindar ve münevverce,mütevazi yaşadı. 13.04.2011//KIRIKKALE HİDAYET DOĞAN |
Sandıktan çıka çıka kağıtlar çıktı,
Baktılar,incelediler,bunlar fetva yazıları,
Ebussuud Efendi’nin dini kaynakları.
Ebussuud,inceledi,baktı ağladı,
Sen kurtardın kendini Süleyman dedi.
Bizi işte şimdi çok sıkıntıya soktun,
Kurtarmışsın kendini ama beni yaktın.
Hüdai,Kanuni,işte böyle bir Koca Sultan,
Bizim padişahların hepsi böyle Sultan,
Dinin emirlerinden bir milim ayrılmadılar,
Dini ölçülere uygun,imanlı yaşadılar.
Kim bilir o sandık içerisinde ne sırlar saklandı kutluyorum selamlar..............