BÜLBÜL G/ÖZLÜ ÖTÜŞ/MELER (7)
Dermansız sevdanın onkolojik sancıları,
hep akşamlarda başlar... Hep eylül kokar hicranlı aşkların " küflü gömleği".... Ve, eylül hep 12 den vurur sessiz sedasız. Ayrılık treninin acı sirenleri,hüzün bulutlarının ilk şimşekleri hep eylülde çakmaz mı? Kavak yelleri değil mi eylülde söğüt yapraklarının son nefesini tomurcuktan ayıran?..... Ya hazan rüzgarlarının acımasız ıslıklarına ne dersin? "Ustura kesiği yüreklerde"........ Umut musluklarından düşen son damla zemheri ayazından ürkerken; adını ne koyalım bülbülün gözlerindeki gonca gülün " renk fukaralığının"..... Güneş elveda raksındayken bir ileri iki geri! eyvah! sanki mevsim intihar kararlısı darağacında.... Yoksa; adı gibi bir son mu ? "sonbahar dediğimiz" Eylülde başlamazmı liseli aşklarımız?... Yaşlı bir hayatın "ölümü" değil mi eylül ?... Silkin, irkil , titre ve doğrul aşık. Çiçeklerin renk fukaralığı ölümünün sessizliği değil; yeniden canlanacak tohumların "doğum sancısı" Ve akşamlar sevda hastalarının onkolojik sancıları değil; yeni bir sevda gününün tan yerine gebelik anı. Yeniden doğmayacak mı güneş, yeni renk cümbüşleri bırakmadı mı yapraklar sap dibi tomurcuklarına ?.... Ya toprak ana! Hamile değil mi nevbahara....? Aşk mevsimlerinin kıyameti mi sandın eylülü....? "Mutluluk ; hayatın mutsuzluk penceresinden bakarken; perdeyi çekip, cama sırtını dönebilmek değil mi" Eyyy aşık! her son yeni bir başlangıç..... Bilmez misin? Nevruz da var. Söyle, susma! söylesene aşık, kim bitirmiş umutları yiye yiye....? Yoksa; "Bülbül g/özlü ötüş/meler" niye ? Erdem GÜMÜŞ 17 Eylül 2012 |
Dermansız sevdanın onkolojik sancıları,
hep akşamlarda başlar...
Hep eylül kokar hicranlı aşkların " küflü gömleği"....
Ve,
eylül hep 12 den vurur sessiz sedasız.
Ayrılık treninin acı sirenleri,hüzün bulutlarının ilk şimşekleri
hep eylülde çakmaz mı?
yüreğine sağlı her zamanki kimi cox gozel.