Yuvarlak dünyadaki dik duruşum !
Yalnızlığa özlemim; sen olduğunu sandığım, şizofrenik gecelerin çokluğundandır.
Düş odalarının soğukluğunda tecrübe ettiğim intiharların sonu, beni sevda döngüsüne çekişinin eşiğinde saklıymış meğer... Adına nakşedilen dik duruş benim olacaksa eğer; yerlerde yatmam, artık yeter! Gözlerimde seni gören ay, yıldızlarını yolladı avuçlarıma. Sözlerimde seni bulan Hayy, uykusuz sıfatını lütfetti alın yazıma. Güneşi kıskandırdı gülüşüme kattığın parıltı, Ve kalemime can verdi gözlerinden saçtığın karşı konulmaz mâna. Önceleri, gözlerimi uykudan çekip, aşka yummuştum. Şimdi, sen hangi hedefsen ona yönelir aşk okum. Şimdi, sen hangi yaysan ona dokunur titrek ellerim. Silah sensen şimdi, milyonlarca gönlün içinden yalnızca kendi kalbimi hedef bilirim... Konmak bilmez benim sevda güvercinim asırlardır. Şiirlere yaraşır bir aşk taşıyorsa şimdi ayaklarında, kanatları artık ona fazladır. Seni, seninle yaşatacaksa eğer o aşk mektubu bana; Gözümü bile kırpmam; özgürlüğüne kastedeceğim an yakındır. Nefrete alışmışlığımdandır, aşkını öfkeyle dillendirmem. Köle olsun tüm efsanem sana, köle olsun ne kadar duygu varsa beni yöneten. Tek seferim sensin, beni hayallerde yaşanan aşklardan alıp gerçeğe götüren. Korkma! Alışkınım yalnızlığa ve nefrete, geri gelemezler, en güçlü benim, yanımda sen varken... Renklerin içinde kirlenen siyah ruhumun, en bilge ressamı sensin. Her güzel şeyde saklı olup, hiç bir yerde göremediğimsin. Zihnimin karanlık duvarlarını yıkan, sonunu bildiğim tek deprem; Gözlerimin ela tonlarına çarpan, kusursuz doğanın dahi imrendiğisin. Bazen yazıp da inanamadığım sözlerim; Bazen yazıp da layık göremediğim şiirlerimsin. Buruşturduğum kağıtlarda da sen gizlisin; Tutuşturduğum sigaralarda da sen... |
Tebrik ederim can kardeşim...