HAMDOLSUN!
Önce tekrardan yandım, yalvardım da sana ben...
“Ne olur...bir o şuh’u...ne olur bir göstersen? ” Gerçekten duydun beni...duydun ve de uydun da Gösterdin O’nu bana...görmezdim “gör! ” demesen... Yıllar geçmiş...yaş almış...değişmemiş ki öz’ü... Halâ mavi bakışlı...halâ bal gibi sözü... Yangın kor’a dönmüşken...kor da köz’e dönmüşken... Her görüşte...duyuşta, canlandı kor’un köz’ü... O gün her geldiğinde...ne hoştu! ..ama, ne hoş... Dört göz, dört kulak kesil...dinle duy da bak gör, coş.. Arada kaç gün varsa...geçmez be! ..geçmez – gitmez... Say günleri bir bir say...koş be günler...koş, koş, koş! Seyrettikce...yangınım artarak...biliyorsun! Diledim de “yeniden...durumu görüyorsun” Demedin mi? “isteyin...isteyin ki vereyim” Ben de dedim ya sana...”daha ne duruyorsun? ” Evet! ..bunu da duydun ve de uydun...and olsun! Attın beni bir yerden başka yere...hamd olsun... Her ne istediysem taaa...öteden beri verdin, Şükrederim! ..isterse gözüm –gönlüm kan dolsun... 15.12.2005/09.00 |