KADERKader dedim;Kader bir ok gibi yerinden fırladı ve ayağa kalktı; Kader’in üstünde, kalın dikişli yamalı bir önlük, ve sararmış bir naylon yaka vardı, ayağında desen, yandan yırtık sarı naylon ayakkabı, fakir birinin çocuğu olduğu, her halinden belliydi, üzüldüm ve gözlerimi yere dikerek sordum, düşünüyordum sorsam mı sormasa mı diye, ama küçük çocuğun küçük düşmesini istemedim sordum. kızım Kader,sen okuyup büyünce ne olmak istiyorsun, Kader hiç tereddüt etmedi, o iri mavi gözlü küçük kız cevap verdi. doktor öğretmenim !"dedi1" neden öğretmenlik deği de doktor,o senin için daha uygun !,"dedim" öyle ama öğretmenim, anam hasta çok para kazanıp onu iyileştireceğim. onu çok seviyorum ! çok mu hasta anan !"dedim" evet öğretmenim, anama inme geldi. anam konuşamıyor, kaklkamıyor yerinden, iş yapamıyor, onu iyileştirmem lazım çünkü seviyorum onu. derken gözleri,ışıl ışıl parladı,sonra yere baktı birden. başka kardeşin yok mu bakacak !"dedim" yok öğretmenim, bir babam var o da fakir orda burda amelelik yapar, boş kaldığı günlerde, evde o yemek yar ben de çamaşır bulaşık yıkarım. bazen de gelen komşular yardım eder bize, hem onlar gelirken hep yemek getirirler öğretmenim. bunları söylerken,dokunsan ağlyacak gibi oluyordu. üzüldüm, bir o kdar da kendime başkasına kızdım, Kaderin kaderine, devletim deyip yardım etmeyene, yardım severim deyip, yardım etmeyene kızdım, en önemlisi,Kader ’ in derdini deştiğime kızdım. |