Damla Yüreklim...ürkekliği ürkütüyor beni çocuk heyecanıyla titrek kurdu, kuzu diye okşayacak kadar kinsiz ve geçiyor önümden güvencin kursağında sevdamın sol yanı Damla yüreklim... her tebessümün birer yüz görümlüğü her duruşun asırlık çınar tezler yazılır damla yüreğine toprak desenli nakışı lalezar bir yanı yitik yarim! İlâhi kudretle yoğrulmuş şefkat ırmağından tül kadar ince tüy kadar hafif nazar kadar nazik taşınması onur, taşınamayacak kadar ağır dağlar heybetince istismar edilmiş yüreğin hissiyata yenik! geçmişe dair hüzünlü gözlerin görkemli kristaller salıyor duygu seline bitmez çilen dolsun diye ................ bitsin artık, son ver ağlamaya damla yüreklim yitirme yaşama sevincini neş’e ile kar yürek harcını mantığına yenik hazin ömründen arta kalanı duygularına bırak, götürsün gideceği yere çıksın devreden akıl denen çok bilmiş başkası için yaşamak başkalarının olsun umuda giden yolda yüreğin yoldaşın olsun elem yok damla yüreklim her damlada nehirler coşacak içinde senin başın dik, yüzün ak bakışların keskin olacak sönük yüreğinde yeşeren tohumlar tane tane tomurcuk açacak köklerin bende çatırdarken hergün bir yanımda dal vereceksin sen ve ben, BİZ olacağız gölgesinde yürüyeceğiz mum ışığında güneşler doğuran yüreğinin artık bırak kendini içimdeki serinliğe resmini çizeyim kâinat tuvaline seni yazayım her yerime damla yüreğine kendimi kazıyayım ölsem de izimle yaşa diye bundan böyle herkesten beri hayata sal dizginleri Damla yüreklim... kapa gözlerini, yüreğin götürür koca yürekline seni... Şükrü AKTAŞ |