KIVILCIM
eylül ayının ilk pazar günüydü,
çiçekli bir bahcede bir göz değmişti gözlerine, o an kalp bir kıvılcım çakmıştı ki yer yerinden oynamıştı yürekte deprem olmuştu bedenini sarmıştı heyecan iliğine kadar titriyordun, ateş gibiydin ateşler içinde eriyordun kaderin geleceğini ilmek ilmek örerken damarında akan kana kadar aşk dokudu felek kilimini artık onu unutamıyordun artık sevdalısın sen, esmer dağlar sel olup akan nehirler taşan denizler ve yıkılan yakılan şehirler sana artık toz pembe idi bir sonra ki pazar gününü iple çekiyordun ne geceler uyuyordun nede gündüz bitiyordu zaman durmuştu saatler geçmiyordu sevdiğnden bir haberde gelmiyordu aklın kalmıştı çiçekli bahcede kalpte beslediği inaç mağlup olmuştu ne bir göze nede bir söze inanıyordu efkarı kainatı aşıyordu sitemi çağlayan gibi taşıyordu yüreğinde beslediği sevgi ölmüştü kanı akıyordu kuruyan bir çiçek gibi dağılıp gitti, irfan kökten |
Selam ve saygılar