Şiirler şair doğurur...
--/
Gecenin içinde pervasızca aksada hiç durmadan zaman, Yaşanan, Yaşanacak olan, Ve yaşanması olası olan, Her şey benim saklımda inan. Ve sen bana 1 Nisan şakası yapar gibisin yine çaktırmadan, Ama unutma ne varsa AKLINDA, benim de ‘AKLIMDA’ her an... Hem biliyor musun? Yok aslında birbirimizden farkımız. Ne ben senden eksiğim biraz, ne sen benden fazlasın çokça. Aslında ikimizde kıpkırmızı bir elma şekerinde saklanmışız, Bazen aşikarız birbirimize, bazense yasaklıyız... Biz seninle bazen masallarda, bazende şiirlerde saklıyız. Büyümeye çalışan iki küçük çocuğuz daha, An gelir, kocaman bir uçurtmaya biner evreni dolaşırız. An gelir, son mısrasına bir şiirin hüngür hüngür ağlaşırız. Yaprakları gönlümüzün solar yavaş yavaş hazan mevsiminin hüznünde. İşte şimdi mevsim yine sonbahar, Masallar kesmez olur artık ikimizide. Hayat alır bizi acılarla her mevsimde yoğurur ha yoğurur. Ve an gelir yine her yer eylül olur, Sabaha karşı kağıda dökülen tüm bu şiirler, Kendi hayal aynasında kainatı seyreyleyen, Serkeş bir şairi yeniden doğurur... Heidenheim, 4. Eylül 2012 |
Kutluyorum.
Saygılarımla.