ÇOBAN OLMAK VARDI BİZİM ORALARDAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Vazgeçtim büyümekten, verin çocukluğumu. "Büyüklük sizde kalsın"... Sadece özlem...özlem....özlemmmm.... çocukluğumu özledim sadece....
Yaşım onüç, ondört henüz orta okul çağları,
Sabahtan katmışım önüme bir sürü davarı, Güdeceğim yer belli, Kızılağaç’ın dağları, Birazdan sevdiğim de gelir karşı dağlara Of of çoban olmak vardı şimdi bizim oralarda Oturmuşum yüksek bir kayanın başına, Davarlar sarmış Pinar ağacının dallarına, Bir türkü tutturmuşum sevdalımı sevdalı, Sevdiğim beni dinlemekte karşı dağlarda, Of of çoban olmak vardı şimdi bizim oralarda. Öğle vakti getirmişim sürüyü Minara’ya sulamaya Bir elimde tuz torbası tuz atıyorum kayalara, Bir elimde kuş lastiği gözlerim dut ağacında, Kızlar oturmuş gölgeye çağırılar beş taş oynamaya, Of of çoban olmak vardı şimdi bizim oralarda. Şubat ayının sonları, keçiler doğurmuş oğlaklarını, Meleşir oğlaklar emişmek için arar analarını, Pinarlar, çırtlıklar ütük ütük açmış yapraklarını, Süslenmiş Gökharman lale ve papatyalarla Of of çoban olmak vardı şimdi bizim oralarda. Salmışız Kızulçukur’un alanına arkadaşlarla davarı Dünya umurumuzda mı, ayaklarda lastik ayakkabı Bizler çelik çomak oynuyoruz, bindirmecesine cezası, Dalmışız oyuna sürüler girmiş Köse emminin bağına, Of of çoban olmak vardı şimdi bizim oralarda. Ağustos 2012 ( :::DOST::: ) |