Kahve Kokusu
Bakır cezve vakarla köz üstüne kavrulur.
Başlar naz öyküsünü ımıl ımıl yazmaya. Leyla’nın ipek saçı hayallerde savrulur. Mecnun sırrını söyler leylin koynunda aya. Sarar sarmalar bizi hazla kahve kokusu. Bin buse bestesini dudak onunla okur. Damakta kalan izi yansır gönle giz ile. Her yudum ibrişimle hatır kilimi dokur. Fincana fiske vursan yüreği gelir dile. Tutsağı eder bizi sözle kahve kokusu. Zamana nakış olur yıllarca usaresi. Adı tadından mülhem huzur kapısı açar. Dinginlik mevsiminde sıkkınlığın çaresi. Yudum yudum efsane huzur ve sükun saçar. Kendine bağlar bizi nazla kahve kokusu. Özün ateşe verir su ona vuslat için. Rengiyle kokusuyla suya iner zarafet. Bunca zamandan beri eskimez hatır niçin. Kırk yıllık naz perisi betimlenmeyen afet. Kalıcı olur izi közle kahve kokusu. Yazılıp çizildi hep tarihin nazlı kızı. Şarkılarda güftedir notadır ezgidir o. Fincanın sinesinde kırk sene süren sızı. Arifler meclisinde söz üstü sezgidir o. Baharı karıştırır yazla kahve kokusu… Ankara, 24.08.2012 İ.K |
Rengiyle kokusuyla suya iner zarafet.
Bunca zamandan beri eskimez hatır niçin.
Kırk yıllık naz perisi betimlenmeyen afet.
Kalıcı olur izi közle kahve kokusu.
ohh mis gibi kahve koktu eyvallah şiir