KAVAK AĞACI...!
Gittin ya...
Gözümdeki son gözyaşımıda Alıp götürmüşsün meğer, Son bir tek damla saklamıştım, İşte tam o gün ağlayacaktım, İçimde neyim var neyim yok, Yüzüne haykıracaktım. Sense sabaha kadar düşünüp Sanmıştınki Yalvaracaktım...!! Allah yolunu izini açık etsin demeye kalktım, Sonra bir lokma ekmek gibi Boğazıma tıkadım... Aslında o cümleyi sona saklayacaktım, İki satırla yazıp postalayacaktım... Mevsimler geçtikten sonra farkettimki, Ne bir kelam etmeğe, Ne iki satır yazmaya değmezmişsin, Jetonum dört köşeymiş Sen o lafı hep söylerken Şimdi anlıyorum ki boş yere söylememişsin..!! O gün gidişine oysa ağıtlar yakacaktım,, Ardın sıra boynumu büküp bakacaktım. Karaları bağlayacaktım, Bir gün seni unutacağım diye Kendimi köprüden aşağı atacaktım... Sensiz ben nasıl yaşayacaktım..? Gökkubbe başıma düşecek diye Dünyayı başına yıkacaktım...!! Eyvah ayvah...!! Ne kadar haddimi aşmışım,, Neler düşünmüş neler tasarlamışım...!!! Heyhat ...heyhatki ne heyhat, Bu gün diyorumki; Ne garip şu hayat.! "Ne oldum demeyeceksin ne olacağım diyeceksin" Büyük lokma yiyip büyük söz sarf etmeyeceksin Sen gibilerden meğer ne çok varmış..! Görememişim işte Basiretim bağlıymış..!! Hani hep derdim ya sana ey YAR...!! Beni kimse ile aynı kefeye koyup tartma Ölçüp biçip kıyaslama, Şeklime şemalime bakıp yanılma, Başkası ile karıştırma Sakın yapma,, Bende başka insanlar gibi et ve kemiktim Ama; Onlar senden hep istedi verdin, Bense bir ömür senin için AŞK ile DUA ettim, İşte tek fakım buydu benim...! Sakın sakın bilirim etmezsinde, Ama merak etme ayakta dimdik ayaktayım ben. Ara sıra adını anarken Dilim tutukluk yapıyor bazen, Oda geçecek günün birinde, Başka bir arıza bırakmadı gidişin bende, Yine; "Kenan" diyarında sevdanın ismiyim, Tıpkı fırtınaların yıkamadığı, Türkü söyleyen kavak ağaçları gibiyim...!! 27 Ağustos 2012 02.20 İstanbul |