Bir Resme Bir Şiir - 28 Antika RadyoMaviden griye dönmüştü bulutlar Kükredi ansızın tabiat ana Dışarı da kırk ikindi yağmurları Camları öpüp geçerken Titredi ruhum, Yokluğunda üşüdüm sen yoktun kollarında Kaybolsa da gri bulutların ardına güneş Vakit akşama henüz çok erken... Odanın sol köşesinde borusu delik soba Üzerinde isli bir demlik. Bir çay içimi gelsen buda yeterdi şimdilik Bir ayağı kırık tahta masanın ucuna iliştirilmiş Dedemden miras kalan Anteni kırık antika tahta radyoda Hüzzam makamı bir şarkı Nasılda içli içli haykırıyor Müzeyyen abla //Dönülmez akşamın ufkundayım vakit çok geç Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç// Akrep yelkovanın peşinden hızla koşarken Karalara bürünmüş renkli perdelerin Siyah beyaz gülleri Seyre dururum bir siyah beyaz gülleri Birde Arada bir tül perdemin ardından doğup kaybolan ay’ı. Gece haylaz, gece serseri, Gece serkeş, gece berduş Destursuz kurar bağrıma yağlı urganlı darağacını Yokluğunun acısına dirense de sol yanım Ruhuma tesir eder bitmeyen sancıları... Sızım sızım sızlarken bir avuç yüreğim Uyur ile uyanık düş yorgunu bedenim Uykuya teslim olur kan çanağı gözlerim. Bakır sarısı saçlarımda dolaşan bir el Dudaklarımda sıcak bir busenin tadı ile Galipten gelen bir ses! İşte geldim sonunda çok mu beklettim sevdiğim? Minik bir serçe gibi çırpınırken yüreğim Sana doğru uzanan ellerim düşe kalır boşlukta. Antika radyoda yeni bir ses Yeni bir şarkı. //Yıldızlara baktırdım fallarda çıkmıyorsun Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa// 703... 16.08.2012 |