misafirdinsin yüzüme lehimlenmiş rüzgâr iki sözcükten ibaret, en kısa cümlesi kadar kutsal kitabın, sürsün sefaletini boynuma. kokusu yayılsın telaşlı umutsuzluğun ağlasın ağlasın ağlasın peygamber-aşk çok mu yüksekten uçtun? eridi kanatlarını tutan balmumu. güneş mi tek dillendirebileceğin mucize? en yakın mesafede, soluğunu duyacak sesini işitecek denli, sürgünüm... sabırsız sabah ayazı yalayıp geçiyor açıkta kalan gizlerini gölgemin şeytansız günah, günahsız şeytan-sabah korkusuz yamaç, tırmanıyor deniz seviyesine neliğine aldırmadan gizli tutarsızlık, açık seçik bir tutarlık halini alıyor. beyaz yeleli yaşlı at, dışarı kilitliyor misafir bedeni. erkan karakiraz |