GİDİYOR MUYUZ?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir göç hengâmında yürekten kaleme dökülen duygu esintisi…
Bu vesile ile öz geçmişimden kısaca bahsedip gönül dostlarıma kendimi birazcık tanıtayım. Konya’nın Hüyük ilçesinin Suludere köyünde doğdum ortaokulu Hüyük ve Beyşehir de, liseyi Seydişehir ve Ankara da okudum askerlik sonrası Isparta TEK de çalıştım daha sonra Selçuk üniversitesi eğitim fakültesi kimya bölümünü kazanmama rağmen maddi imkansızlıktan dolayı okulu bıraktım. Sonra açık öğretim iktisat bölümünü bitirdim bu esnada Seydişehir alüminyum fabrikasında çalıştım, fabrikada sağlık taramalarında tespit edilen bir hastalık dolayısıyla genç yaşımda zorunlu emekli edildim. Lise yıllarımdan beri matematik hobim öğretmenlik sevdamdı bu yüzden her zaman öğrenci çalıştırdım fahri öğretmenlik yaptım Bir süre resmi ücretli öğretmenlik de yaptım, daha sonra on yılı aşkın bir süre bir devlet lisesinin vakfında muhasiplik yaptım, aynı zamanda okul kütüphanesine fahri olarak hizmet ettim. Sonra iki yıl bir süt fabrikasının satış mağazasında satış elemanı olarak çalıştım, şimdi o işi de bırakıp İstanbul Bahçelievler Kocasinan semtine taşınıyorum. İnşallah gönül dostlarından İstanbul da olanlarla yüz yüze görüşme imkânımız olur bu vesile ile bir süre şiirlerinizden mahrum kalacağımdan dolayı üzgünüm… Ramazan bayramınızı en içten dualarımla kutlar, bütün hayatınızın bayram gibi geçmesini dilerim. Saygı ve selamlarımla… Bir hüzün tufanı gözlerde yaşlar, Esefler kuşanıp gidiyor muyuz? Sükût hançer gibi eğilmiş başlar, Yıllardan boşanıp gidiyor muyuz? Bu şehre gepegenç uçkunda geldik, Asi bir kasırga deli bir seldik, Her yere yabancı herkese eldik, Ülfetten usanıp gidiyor muyuz? Bu şehir bambaşka sihirli baldı, Esrarlı bir rüya ya da masaldı, Dur kaptan geride Gençliğim kaldı, Serabı su sanıp gidiyor muyuz? İçimde kudurmuş lavdan bir nehir, Ayrılık kavuran yakan bir zehir, Ne olur unutma beni ey şehir, Yaşlarla yıkanıp gidiyor muyuz? Ey şehir sende ne sırlarım kaldı, Kalplerde muhabbet surlarım kaldı, Sönmez söndürülmez nurlarım kaldı, Bir aşka uyanıp gidiyor muyuz? İçimde bir volkan kavurup dağlar, Lavları sel olur kudurur çağlar, Çiçekler iç çeker bahçeler ağlar, Hicrana boyanıp gidiyor muyuz? Konya Seydişehir den veda şiirim BİR MUHABBET FEDAİSİ ABİMDEN UĞURLAMA NAZİRESİ ------------------------------------------------------------------------ MÂDEM Kİ GİDİYORSUN… Seydişehir’den İstanbul’a göç eyleyen Bayram Ali Bülbül Kardeşime Biraz özlem, biraz sitemle… Hüzüne ne gerek mana erine Sevine- sevine gitmeli derim Bırak şu dünyayı, mahşer yerine Sevine- sevine gitmeli derim Elbette çocukluk, gençlik gidici Sel olsan ne yazar, ömür bitici Bülbül olmayası Gülü itici Sevine- sevine gitmeli derim Serabı su sanma çok yanlış olur Arayan rahmeti, suyu da bulur Her mevsim bir ayrı güzellik solur Sevine- sevine gitmeli derim Unutmaz bu şehir çok vefalıdır Onda visal-firak bin safalıdır Bîvefa dostluktan az cefalıdır Sevine- sevine gitmeli derim Çözülür çok sırlar var git ovana Açıl Gül misali sarıl davana Hamd edip, insanı tutup, savana Sevine- sevine gitmeli derim CEYHUNİ dağlarda sence suç varsa Cennet misal yamaç lavlar solursa Ey Dost seni çeken Nur’sa, onursa Sevine- sevine gitmeli derim 06.09.2012 CEYHUNİ (Mustafa AVCU) |
Kalplerde muhabbet surlarım kaldı,
Sönmez söndürülmez nurlarım kaldı,
Bir aşka uyanıp gidiyor muyuz?
İçimde bir volkan kavurup dağlar,
Lavları sel olur kudurur çağlar,
Çiçekler iç çeker bahçeler ağlar,
Hicrana boyanıp gidiyor muyuz?
Her şiirin ayrı bir tat verdi bana okurken , yüreğine kalemine sağlık üstadım
Yürek sesin hep çağlasın..... Saygılar