Sana Yazılmış Bir Masalın ÖnsözüSana Yazılmış Bir Masalın Önsözü, Senin Hiç Kahramanı Olmadığın Z….’e Kapalı bir televizyonun taziyemsi havası olmasaydı belki, Belki sadece konuşabileceğim kadar sessiz olsaydı dünya Bu satırları yazmak yerine; Düşlediğim bir şeyleri düşünüyor olurdum, Muhtemelen uyumaya çalışıyorken Senin hep eksik olduğun yaşayabilmek seanslarında… Ucuz bir sigara huzursuzluğuydu yaşatmaya çalıştığım içimde sana dair olan her şey. Gece yarısı bir telefon tedirginliği Ve her düşten uyandığında annesinin evi terk ettiği, o soğuk kış gecesinin kekremsi tadı boğazında kalan bir çocuğun. Sen yoksun! Televizyonlar kapalı ve dünya sessiz bu intihar saatlerinde Uyanmaya çalışıyorum gece yarısı bir telefon tedirginliği içimde mukaddes. Boğazımda yarım kalan Hiç yaşanmamışlığın kekremsi tadı… Sadece “sıradan” şeyler yazabilmek ustalığına hiçbir zaman erişemeyeceğim galiba. Kelimeler ne hikmettir hep senden bahsederken sıradanlığını yitirip, bir korkak anlam karmaşasına giriyorlar. Bu her ne şekilse “düş” alışkanlığı galiba, hiçbir masada söyleyemediğim “sonunu” hiçbir zaman belki de bilemeyeceğim bir masal bu ki belki de senin hiç olmayacağından kati şekilde emin olduğumdandır bu kadar parmaklarım siyahları. Sana kelimelerle izah edemeyeceğim kadar bir şeyler hissediyorum, muktedir olacağım tek konuda bu zaten; yazdıkça içimde eksilmiyorsun sadece gece sancıları gibi düşün bu yazdığım “her neyseleri” Biraz daha yazarsam çocuklaşacağımı biliyorum; özellikle senin okuyacağını düşündüğüm kara kara mektuplarda. İyisi mi susayım ben sessizlik güzeldir en çokta sen konuşurken… |
Belki sadece konuşabileceğim kadar sessiz olsaydı dünya....
selamlar..