Çanlar ayrılığa çalarken...Yürek sesim, bal özüm, ciğerde yanan közüm. Biz seninle çok ağladık, ayrılık öncesi saatlerde... Çılgın gibi ağlardık, çanlar ayrılığa çalarken, Sanki bir dağ yıkılırdı yüreğimizde. Ve kıyametimiz olurdu bu yıkılış... Gözlerimizde yağmur bulutları, İçimiz, dışımız kızgın bir çöl yangını, unuttun mu? Yeri göğü inletirdi feryadımız... Ve biz, Ecel gibi ürkerdik ayrılığı telafuz etmekten. Oysa! şimdi ayrılık kankamız, Yalnızlık dostumuz oldu. Hani "ayrılırsak ölürdük" bak ölmedik, yaşıyoruz, Sen ve ben Yabancı kollarda, Karşımızda bir dünya düşman. Biz birbirimizden habersiz. Hangimiz mutlu, hangimiz pişman? Sahi şimdi biz, ölümü dirimiyiz? o’da belirsiz... Celal Şahbaz (yorgunkalem) |