Ayrılığa Beş Kala
Saat ayrılığa beş var . Sen sessizce oturuyorsun karşımda , televizyon açık , ses çıkmıyor bizden . Sessiz gürültüler duyuluyor odanın 4 bir tarafında . İkimizin de gözlerinin önünden geçiyor yarım kalan aşkımızın fragmanı , belki de en iyi ödülü alıyor tanınmamış yarışmalar da . rüzgar kokunu getiriyor burnuma , üşüyorsun , ellerimi uzattığım anda bir adım daha yabancılaşıyorsun bana . Saat ayrılığa beş var prenses . Bu sefer saatin çanları külkedisine değil bize eşlik edecek . Ayrılık zamanı geldiğinde gideceksin benden . Ben senden gidebilir miyim onu bilmiyorum işte ... Zaman dursun gitme hiçbir zaman buradan . Özür dilerim sana sormadan zamana planlar çizdim yine . Gözlerinde kısa bir gezintiye çıkıyorum sonra , bir avcı nasıl izlerse avını öyle süzüyorum gözlerini . sonra gözlerin gözlerime değiyor , felaketim oluyor ağlamıyorum ama , ağlamaları gidişine saklıyorum . senin gibi oynuyorum aşk oyununu . konuşmaya yelteniyorsun her bir cümlede kramplar giriyor kalbime . tıkıyorum kulaklarımı hicaz bir şarkıyla , seni anlatıyor nakaratında ’sevmesini bilmiyorsan bakma sakın gözlerime ’ .
tıkaçları atıyorum bir kenara . sen konuşmanı baştan alıyorsun . dinliyor gibi yapıyorum 1 2 dakika sürüyor konuşmam . sadece sonunu önemsiyorum ’ BİTTİ ’ diyorsun ve başladığı anlamsızlıkta bitiyor... Sonra elektrikler gidiyor , televizyon kapanıyor , sen gidiyorsun , ben bitiyorum , biz bitiyoruz , hayat bitiyor...AYRILIK ÇANLARI ARTIK ÇALIYOR PRENSES ... |