Ay/kırıkOysa; Aşk bekliyordum çok uzaklardan. Toprağın yağmura susamışlığı gibi, Bulutların yönünde koşuyordu gözlerim. (ben aydın’a-sen, işine kaydına gitmişken) Hangi dağıma düşecek kokun özlem(in)? İpe dizip kuruttuğum hasretin! Neydi? Neyin kavgasıydı çürüttüğümüz yıllar? Kimin evi çıkmaz sokaklarda konuşlandı ? -Ayırdı trafik levhaları Ben daha sarı’da beklerken Yeşil ışık çaldı umutları. Ve ben, Aynı yeşil ışık altında Yıllar sonra, Yine; Yeniden bekler buldum kendimi? Ah sevgili! Sabırsızlığın gonk zamanında heyecanım. Kalbimde koşum atı yarışıyor, dizlerimin titreyişinde Telaşlı ve alımlı edalarım, Boy aynasında şöyle saçlarımı tarayışlarım. ….Ya beğenmezse yıllar sonra gelişinde Hat safhasındayken özlemim, Bir de; Saçlarımda aklar yüreğimde ki kırıklar olmasa; Güzelim aslında… Güneş Akşama bilet keserken; O Ayrıldığımız son istasyonda! İçim geçmiş, dalarken uzaklarına... Derken; ...Bir el değdi sevgini sırtladığım omuzlarıma İşte o an! Sen, Gülerek bakarken gözlerime, Bir yabancı sarıldı sanki boynuma! Yine mavi gömleğini giymiş, Sevdiğim kokuları sürmüştün. Beyaz gülleri de unutmamış! Masaya iki mum da yakmıştın. Kuytu bir köşede her şey tamamdı masa da. Lakin sevgili! Kaşıkla çatal gibi ay/kırık Sen bir uçta ben bir uçta Yıllar geçmişti nasıl da arada ? (!) Neyse: Hep yaşa(n)mamışlıklarda takılı kalmıştı İleriye attığımız adımlarımız. Bir adım geçmişe dalan gözlerimiz O “arım balım peteğim” çalan içli şarkılarda Asil duran yıllanmış çınar altında Galiba! Gömülü kaldı sevgimiz. |
Hüzünlü bir mektup gibi okurken ben de ne çok hüzünlendiğimi hissettim
Aşkın gözleri değil aşkları kirletenlerin gözü kör olsun
Şiir gibi yani...
Saygıyla selamlıyorum
Hoş geldiniz efendim