Gidişin / 2- Keşkeler özlemlerin yorgun bileşkesiyken, Her gidiş bir dönüşün gecikmiş keşkesidir.- Gidişin yakamozu terk eylemiş bir nehir Gidişin yangınlara teslim olmuş bir şehir. Gidişin mayınlara kafa tutmuş bir panzer Ve bir gidiş ölüme ancak bu kadar benzer. Bir gidiş ki bulutlar yağmur olup yaş döktü Damlalar huzurunda suçlu gibi diz çöktü. Bir gidiş ki ardından koca bir dağ dul kaldı Gönül tahtım yıkıldı viranem yoksul kaldı. Bir gidiş ki kalemim ağlarken satır satır Bütün yüklemler hala hasreti hatırlatır. Ama bu kez sözlerim veda havası değil İntikamla beslenen bir kan davası değil, Yalnızca bende kalmış bir aşkın sitemidir Kırılmış bir yüreğin yorulmuş matemidir. Bu yüzden için için yanıyorken sol yanım İlk defa sana değil kendimedir isyanım. İlk kez suçuma ortak bir fail aramadan Gözlerini aklımdan bir an çıkaramadan, Senden çok uzaklarda mutsuz bir düşe dalıp Bir kum saati gibi yavaş yavaş azalıp, Bir gün elbet doğacak güneşi gözlüyorum Kül oldukça sitemim isminle közlüyorum. Nerede bıraktıysan ben oradayım hala Vuslat denen kapıda son sıradayım hala. Peki sen yıldızları geceyle karalarken İhanet perdesini ansızın aralarken, Sırça köşkümden kalan küskün cam kırıkları Matemiyle süslerken öksüz hıçkırıkları Bir kez olsun sordun mu nasıl yaşadım sensiz? Sordun mu aşk toprağa nasıl girer kefensiz? Şimdi ışıl ışılken yıldızıma sim koymak Ve doğmadan göç etmiş kızıma isim koymak, Unuttuğun yolları beklemek kadar zorken Her saate bir ömür eklemek kadar zorken; Karanlıkta kayboldum, bir ışık arıyorum Ve ömrümde ilk defa sana yalvarıyorum: Ruhuma imbat olup meçhule savur beni Hiç titremesin elin bir suç gibi vur beni! Vur beni, nasıl olsa ruhsuz bir beden kaldı Ne senden bir hatıra ne bende bir ben kaldı. Vur beni, öldüm zaten düşler de terk ederken Maziyi düne gömüp “her şey yalandı” derken. Vur beni ve ardından öyle bir çekip git ki Hüsran tohumlarını ruhuma ekip git ki, Bu gidiş yaşadığım en mutsuz masal olsun Umudum okyanusta kaybolmuş bir sal olsun. Gidişin gıyabımda verilmiş son hükümdür Cezasıysa bir ömür yarım kalmış öykümdür… |
ömür tarafından 11/12/2007 3:03:28 PM zamanında düzenlenmiştir.