çekyatedebiyatı-149Ata’m, Ölmeden hemen önce, Kendi el yazın ile yazdığın, Her şeyde olduğu gibi, Şimdiye kadar, Zeki Müren hariç (O da sanatçı) Dünyada, Hiçbir liderin, Yazamadığı, Belki de Yazamayacağı, (Çıkar mı bilmem ama İnşallah diyelim!) Özü; Milleten aldığımı, Milletime bağışlıyorum, *Vasiyetine; Hani insan, Bazen, Kendi kendine, Konuşur ya! (Kendi kendine konuşana, Pek iyi gözle bakmıyorlar ama Siz kusuruma bakmayın artık!) O kapsamda, Keşke şöyle bir madde, İlave etse idin, Diyorum... Benimle, Ya da Yaptıklarımla ilgili, Ne 23 Nisan’lar, Ne 19 Mayıs’lar, Ne 29 Ekim’ler, Hele Hakkın rahmetine erdiğim gün; Asla! Kutlanmayacak! Neden mi? Ata’m, Seni seven zaten peşinden geliyor, Sen hiç merak etme! Dünyanın neresinde, Olursa olsun, Yapacağını seve seve, Hem ana ana, Hem ağlaya ağlaya, İçten ve samimi, Bir şekilde yapıyor. Ama Bir gerçek var ki Daha bazılarına, Minnacık, Mini mini iken, Maalesef seni sevmemeleri öğretiliyor, Gerçi ben, Seni bizzat tanıma fırsatı olsa, Onların da Seni seveceklerine, Adım gibi eminim! Seni hiç görmedikleri halde, Sevmemeleri öğretilenler, Allah’ın hikmeti bu ya! Gün geliyor, Bu törenlere çıkıyor, Ya da Çıkmak zorunda kalıyor... Şimdi çıkmasalar, Olmayacak, Ya da Büyük bir gürültü kopacak! Gerçi herkesin içini Allah bilir ama Bir kısmı, Olmak zorunda oldukları için orda! Bir kısmı, Senin dediklerini deyip, Başka şeyler yapmakta! Bir kısmının yüzündeki ifade; Ferdi’den; ’Izdırap çemberi sardı beni kollarına Cezasını çekiyorum sana aşık olmanın’ Dizlerini hatırlatıyor... Bir kısmı, Sanki, Kameremana, ’Sakın gözlerimi çekme! Gözler kalbin aynasıdır, Asla, Yalan söylemezler, onlar’ demekte, Bir kısmı; ’Allah’ım neydi günahım, Ben nerde yanlış yaptım’ Diye hesaplaşmakta, Bir kısım, Kısımlar ise Sadece Allah’ın bildiği, Bizim bilemediğimiz, İçlerinden neler geçirmekte! Ne diyelim? Allah herkesin, Gönlüne göre versin! Yani Ata’m, Eğer o maddeyi ilave etse idin, Karşında, Her zaman, Seni kalben sevenler olacak, Sevmemeleri öğretilenler, İster istemez, Ya Bu adamın neden bu kadar seveni var diye Şöyle şapkalarını, Öne alıp Bir güzel düşündükten sonra, Belki de Onlar da Kalben sevenlerin peşine takılacaklar... Not; Yazıyı yazdıktan sonra, tesadüfen aşağıdaki yazıya rasladım; www.hurriyet.com.tr/yazarlar/7667282.asp?yazarid=131&gid=61&sz=58749 * "Dolmabahçe: 5-9- 1938 Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleri ile Çankaya’daki menkul ve gayri menkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisine atideki şartlarla, terk ve vasiyet ediyorum: 1) Mevkut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır. 2) Her seneki nemadan, bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe Makbule’ye ayda 1000, Afet’e 800, Sabiha Gökçen’e 600, Ülkü’ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki gibi 100’er lira verilecektir. 3) Sabiha Gökçen’e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir. 4) Makbule’nin yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır. 5) İsmet İnönü’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır. 6) Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir. K. Atatürk" |