ÇIPLAK BİR SEVDANIN UĞRUNA
koşar yokluğunda üstüme üstüme
ayaz gecede yıldı...z gibi siyah saçın kırıntıları düşer payıma talan olur sevda çiceği o güzel gözden düşen damla ve sen diye kirpiğine yaslandığım hayat vurur yürek telime sel gibi geçer üstümden vadileri oyarak yanar kalp ateş içinde fokur fokur kaynar sevda ihanet sokağında eğer gönül bahcemi yıkmadan bir öpüp gitseydin ufka bu kadar her gün saç üstünde pişmezdim. bu kadar sana kin beslemezdim ah kızamıyorum sana seni sevmişim bu bende ki kalp hasret mi desem gurbet mi sevdamı desem aşk mı desem değmez avcuma uçar rüzgarda hayal olur ,ümit taze gelincik sofrasın da kıvrım kıvrım dört duvar arsında dolanır midem kıramp böğrüme vura vura döğer teni dakikalar ay olur aydınlık düşmez yorgana, adını bilmediğim koku sarar şafakta, düşer göz yere boyun kıvrılır garipliğe yoksulluk inadına yol alır yastıkta yıkılır bu göz barajı çıplak bir sevdanın uğruna irfan KÖKTEN |