GÜZ
Güz, yaşlarını akıtıyor zerdali çiçeklerine,
Gözyaşlarımın kuruduğu bir sonbahar eşiğinde Yapraklar sararıyor, eskiyen hayatlar gibi. Kuşlar kaçışıyor, birbirine âşık iki can gibi. Ağaçlar, insanlar her şey sersefil... Yürekler korkuyor dillenmeye, İstanbul -bu koca şehir- ağlıyor sensizliğime. Aşkı bir hasret bildi yüreğim. Sevdayı korkulan bir felaket. Bulutlar süzülürken semalarda, Umutlarım sevgiye ve sana emanet. Kim sorsa bana kendimi, Cevap yok; çünkü ben çoktan kaybettim içimdeki seni. Ben aynada görülen değilim ki! Yalnızlığa alıştım ben, başka bir tene alışamam ki. Gözlerim buğulu bakar görülen her şeye. Eylül gelmeye görsün susar bütün kent. Yağmurlar konuşur kaybolan sesimle. Kendimle baş başa iken Üsküdar iskelesinde, Karşımda Kız Kulesi olsun, yağan yağmurun gölgesinde. Büşra Yalçınkaya |