Gardaş (Erzurum Ağzı Taşlama)
Torpağım kirlendi, hava bozuldi
Ben diyim sen anla sözimi gardaş Oyunlar deftere, reva yazıldi Böldiler parçaya, özimi gardaş Girmişler sıriya, hırli hirsızi Etmişler başa taç, kirli arsizi Parmağın sallir, kürside dürzi Her kere oyir, gözümi gardaş Versen de doymir, istir de istir Kalmamış ar namus,ne de bir düstur Verme şu oy’u, arsızı sustur Kesmesin her daim, hızımi gardaş Düzenbaz hileler, bariz gardaşım Görmüyor oyunu, keriz gardaşım Tilkiden olur mu, horoz gardaşım ? Çaldılar kümesten, kaz’ımı gardaş Gidip te gelmezsin, gurbetten kelli Malına mal katmak, niyetin belli Bal dudak geziyor, doğuştan dilli Durmadan sürüyor, izimi gardaş Hizmet et diyende, heç sesi çıkmaz Getsen de yanına, o yüzen bakmaz İçmeyi çok sever, yemeden bıkmaz Sofrada goymadı, tuzımi gardaş Siyahtır araba, gömleği beyaz Vatandaş ağlıyor, bana da biraz Yakacak galmadi, kapıda ayaz Görmüyor soğukta, sızımı gardaş Satmadık galmadı, ne varsa yurtta Bastılar imzayı, gizlice dörtte Yükledi indirmez, çuvalı sırtta Şileden aşırdı, bezimi gardaş Toplanah ahali, er meydanına Dedim ki; ot tıkah bunın çanına Kimseden ses çıhmaz,gelmez yanıma Ben çalıp dinlirem sazımı gardaş Arzeni söyledim, susmadım asla Başını dost olan, kişiye yasla Bağırak hep bile, topluca sesle Bitirdim böylece, yazımı gardaş |