n i d adil avaz ! ah bir bilsen ne yöne dönsem senin yokluğun ne yana baksam hayali gölgen duyuş mesafemden uzak sesin kulağımda çınlarken uzandığım her yerde senden bir i z her dokunuşumda senden bir ten öyle süslü laflarla konuşmuyoruz b i z çığlık çığlığa s e s s i z … ve derinden öyle güzelleşiyor ki iç sohbetlerimiz süsledikçe daha acı veriyor cevap vermemen ah sayha ! ahh ahde vefam bitti sansan da s e n ömürlük kalacak sadakatim bir selamın bile gelmeyecek belki ahirden kimse sormayacak artık halimi ‘’iyi misin?’’ler iyileştirmeyecek iyi olmayan yüreğimi ve bir zaman öylece bakakalacak gözlerim sanki hala gözlerindeymiş gibi ey nida ! hani bir emanet vermiştim ya sana, giderken onsuz atmıyormuş yürek onsuz sadece kemik örgüsü bir kafes sen gelmesen de gönder acilen heyhat ! … yoksa duruverecek bu n e f e s yağ vaveyla ! yokluğun bütün varlığıyla dimağımda tınlarken ya sus ya da çık içimden ya din ya da en şiddetli varlığınla … e s ! ah bir bilsen // göremediklerim arasında, en güzel görünmeyensin sen // temmuz’12 |
damardan dem vuruyor cümleler.
saygılarımla