Yangısı da dinmişti karla pekmez yiyince. Şişi artık inmişti, ayakkabı giyince. Yola revan olalım daha yolun yarısı Namaz kılıp ayrıldık öğlen ezan duyunca.
İnce cılga yollardan yürüdük ardı sıra Obaları geçerken, Geçenler ’de vardı sıra. Hapam hapam su içtik ya geliriz ya gelmez Susamayalım güya, çok içtik aklı sıra
Yazıları düz geçtik sığırların önünde Biraz sola dönmüştük kuzey batı yönünde Ardıçlar içi bura, mis gibi de tütüyor. Son kez obaya bakın geriye de dönünde
Dikine idi yollar Beş Mugar’a inerken. Susuzluğum dinmişti göz göz sudan içerken. Oturup da dinlendik köstük te ayakları Seyreyledik hanayı, susuzluğum dinerken.
At yayılan düzlükler gözümüzde büyüdü, Yürekler hafifledi, sanki beden tüy idi. Neler neler anlatır çeşmelere varınca, Her pınardan su içmek içimizde huy idi
Süleğe doğru çıktık yazılarda sularla, Sırtı yüklü eşeği çekiyorlar yularla. Heseli yaylasından geçip gittik düpedüz, Bozkırım kesti burda; Rabbi anan Hu’larla. Adnan Sivri/Bozkır*ı/ 07.12.2010/ 13:00
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yayla Yolları (Dipsiz Göle Gidiş-- 2) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yayla Yolları (Dipsiz Göle Gidiş-- 2) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Her nedense memleket şiirleri bir başka etkiler beni.
Fakat bu şiirde "Kar üstüne pekmez koyup yiyince" diye başlamakla yüreğim soğuyacağına özlemle yandı adeta. Alacağın olsun ne deyim, bir de sen yaktın şu sıcakta...
Böyle bir gezi çok iyi gelmiştir, Keşke her şairö böyle gezebilse. Yanan yüreği soğuk karlı suyla delmiştir, Her insan cennet vatanımızı gezip görebilse....
Fakat bu şiirde "Kar üstüne pekmez koyup yiyince" diye başlamakla
yüreğim soğuyacağına özlemle yandı adeta. Alacağın olsun ne deyim, bir de sen yaktın şu sıcakta...
Selam ve saygımla.