I Artık kanadında mavi boncuklar taşırsın. Ardına yaslan seyret manzarayı… Nasılsa Simurg’ dun; Kaf’ da ağırladığım. Gülsün o gül yüzlü çehren milyonlara, Hafiften de el salla, çekiyor yalnızlığım. “Yokluğunla yaktığın” kadar yakılacaksın, ne de olsa.. Kırıldı fayları nefesini tıkayan şehrin Ne mutlu arşa ki geceden kalan açıklarla Sökükleri teyelliyor gün, Dile kolay yılların hesabına inmeye de yok niyetim “Elhamdülillah” Susuzum yine aşk(ın)a…
II Eski evlerin duvarında küflenmiş kitapmışım meğer Kelimelerin efendisince kundaklandı önsözüm Yüzüme çarpan yıldırımlardan anladım. Sağanaklar kalbime öykündükçe bitmiyor rutubetim Söylenmemişlerden diziliyor son sözüm Ey yüreğime başak bakışlı hisler sağanım Labirentlerinde üşütüp kaybolayım diye mi? Giydim dar gelen deli gömleğini! Mesnetsiz ihbarları müspet yaparken geceler Mayınlar döşediğin bedenimi katlettiler. Şamandan bozma gulyabaniler. Dudaklarından dökülen zehirli ayinlerle kutsanırken Şimdi otuz üç bin parçayım. Bayramın olsun, kurban niyetine Yedirirsin kuduz köpeklere…
III Asla elim değmeyecek ellerine, Korkma kızıl denizlere akıttım düşlerimi. Çeyiz yapan anneler gibi; Mürvet de beklemiyorum, vuslata yatılı gönderdiğim Miadı dolmuş ümitlerimden. Kaldırıp atacağım boş konteynırlara Üzülme nutuk çektirmeyeceğim, yorup kalbini Uzak diyarlardan alacağım haberini Yeni aşklarda izleyeceğim fragmanlarını; Sinemalarda…
IV Tenimi yakmayacak buğulu sesinin ateşi Ya unutulur mu? Bir de afili sözleri Hiç sızlatmayacağım ciğerini Günün yirmi dört bin yılı, zikretmeyeceğim adını Zorlu yol bu, ayrılığa talipliğim. Ve tepeden bakışım arş-ı âlâna.. Aşktan değil göklerden yağmurlarca süzülüşüm Belki rahmetle anacak ilikleri yaşayan ölülerin Ardımızdan çölleşecek yemyeşil ormanlar. Gölgesinde dört mevsim soluklandığım, Hazanla kurumuş erguvanlar…
V Vedasız akşamlarda demlenirken kan kırmızı resminle Çağlarken hücrelerim kızılcık içtim dedim soranlara Aklımın duvarlarını süzüyorum şimdi süzgecimden Bu ayrılık hırkasını son kez giyinmişken Ağırlığınca çıkarıyorum yaşamımın dar eleğinden Vefadan bahsetme şimdi el aleme Sahipliğim yetecek kadarken yüreğine Sahipsiz bırakmak yakıştı ellerine…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Deli Kızın Zekası - II şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Deli Kızın Zekası - II şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kademe kademe gerilimi artırarak her bölüm sonunda okuru dinlendirici bir son vermeyi de ihmal etmeden devam ediyor seri taşlama.
Taşlama diyorum çünkü anlatım, anlatılanı çok da övmüyor bence. Övmüyor ve bana bir okur olarak marifet sevilende değil demek ki, dedirtiyor. Seriye her dönüşümde, Leylanın kara kuruluğu, aslının şaşılığına yeniden inanıyorum : )
Sevmek insanı güelleştiren bir duygu. Sevenler, sevebilenler ne güzeller. Onlar kendi içlerine yürürken böyle şiir şiir sevilenler sadece birer köprü ya da vesileden iaberet ler, dedim yine. Belki de bende delirmek üzereyimdir; bilemiyorum ki usta. Bildiği, güzel bir şiir serisi oldu bu delinin delilikleri.
Nihayet serinin meraka beklenen ikinci bölümü düşmüş sayfaya serinin ilk bölümünü gölgede bırakacak güzellikte bir şiirdi doğrusu bakalım deli kız üçüncü bölümde nereden nerelere götürecek bizleri.
kutlarım sevgili arkadaşım şiir yolun her daim ışıl ışıl olsun inşallah sevgiler yağsın gül yüreğine.
Şiirlerinizi ilk kez okuyorum. İçeriği engin, yoğunluğu fazla, düşündüren, etkili, imge ve betimlemeleriyle renklendirilmiş, elit bir çalışma!.. Geniş açılı görüş ve duygularınızın yansımaları gerçekten çok hoş.. Tebrik ve teşekkürlerimi bırakıyorum, kutluyorum...
Vedasız akşamlarda demlenirken kan kırmızı resminle Çağlarken hücrelerim kızılcık içtim dedim soranlara Aklımın duvarlarını süzüyorum şimdi süzgecimden Bu ayrılık hırkasını son kez giyinmişken Ağırlığınca çıkarıyorum yaşamımın dar eleğinden Vefadan bahsetme şimdi el aleme Sahipliğim yetecek kadarken yüreğine Sahipsiz bırakmak yakıştı ellerine…Duygular kabarmıştı tıpkı bir tuna gibi yazan yüreği kutlarım sevgilerimle
oldukça akıcı bir çalışma.sürükleyen mısralarda anlamlı tasvirler şiire özellik katmakta. kırılmış bir kalbin sitem gurur ve akla sevgiliye derinden seslenişi. tebrikler.
her bölüm sonunda okuru dinlendirici bir son vermeyi de ihmal etmeden
devam ediyor seri taşlama.
Taşlama diyorum çünkü anlatım, anlatılanı çok da övmüyor bence.
Övmüyor ve bana bir okur olarak
marifet sevilende değil demek ki, dedirtiyor.
Seriye her dönüşümde, Leylanın kara kuruluğu, aslının şaşılığına
yeniden inanıyorum : )
Sevmek insanı güelleştiren bir duygu.
Sevenler, sevebilenler ne güzeller.
Onlar kendi içlerine yürürken böyle şiir şiir
sevilenler sadece birer köprü ya da vesileden iaberet ler, dedim yine.
Belki de bende delirmek üzereyimdir; bilemiyorum ki usta.
Bildiği, güzel bir şiir serisi oldu bu delinin delilikleri.
İçten tebriklerim ve seviglerimle.