Sen Istanbul...Yüreğimde ateş Yüreğimde kor Sevdalındım senin bugüne kadar Velev ki aşığım sana Yüreğim aşkınla çarpar Yanlız Karagümrük yanmıyor artık sende Sen bugün hepten yangın yerisin İstanbul... Kibritsiz Korsuz Külsüz... İçten içe tutuşurken Alevsiz yangınında yandım Istanbul... Artık başka türlü tanır gibiyim seni Adımlarken toprak diye tenini Her anında bir tat Her karende bir vuslat yaşadım Istanbul... Boğazdı benim sendeki ilk sevdam Meğer ki haliçte yüzermiş gönül teknelerim Fatihte foraymış yelkenlerim Ve Canımın can bulduğu an Ey Can! ... Istanbulla noktayı koyarken özlemlerime tutarken sıcak ellerinden Güneş tepeden kâinata Sen yeditepeden Istanbula uçurumlar gibi dik bakarken En şanslı gecesini yaşamış olmalıydı Ay Eğer yaşasaydık günden sonra geceyi Ay görseydi,ayparçası çehreni Islak gözlerle bakakalırdı Hilâli bile kıskanırdı sendeki ince beli Ayaklarına düşürürken oynaştığı zühreyi Kükreyen vapurlarla, saçlarından geçerken rüzgâr Gözlerim gözlerinde İki damla gözyaşınla acılarımın çiçeğini sularken sen Bedenin sirrus saçaktı bana Mermerşahi perde kalkarken aradan Seninle kucaklaştık can Dolduk, taştık seninle o an Tenlerde yürekler yandı Çok şeyler aştık seninle Istanbul bile dardı Ağır gelen birşeyler vardı Ağırdan da ağırdı, batmanlarca ağır Ellerinden çözerken ellerimi İkiye böldüm kendimi Sol yanım kaldı sende Sağ yanım sızım sızım Bende kalan Sonsuzlukta sürüklenen boş bir beden Ve Ellerimle sıkıştırdığım Kafamdaki SENSİZ sen!... (Şubat 1989 Küçükyalı/İST.) Şükrü Aktaş |
ellerinde ağır mermer kare taşları alel acele meydana taşıyan ameleler,
önlerindeki projelerle sağa sola drektif veren telaşeli mimarlar ve mühendisler...
Çimantoyu darbeleyen dev sesler...
Yavaşça ve görkemle yükselen muazzam bir İSTANBUL inşa ediliyordu sanki dörtlüklerde.
Bursa'dan Marmaranın incisi istanbul'a selam olsun...
terazi tarafından 7/25/2012 1:52:32 PM zamanında düzenlenmiştir.