Hazandan Mektup Var
HAZANDAN MEKTUP VAR
Hazandan mektup var Saçmalamış yine Ne varsa saçmış ortalığa Kaç yaprak varsa dökmüş şehirde Ah o akşam sefaları demiş arada bir Geveliyor Diyeceği var belli Sefası olmasın Benim anlamadığım yerde gül biter. Öpücükle mühürlemiş satırları Mühürler bildiğin kuru yaprak sarısı İllâki öpecek Öpmesin istemem Yaz kıyısında Dünlere karşı Acıları müteakip Güneş öptü beni Öpmesin istemem Kuru yaprak sarısı. Dört bir köşesini yakmış mektubun Deli İki de zil atmış zarfın içine Oynatacak belli Taktım zilleri Oynarım bak, A’lı Z’li Bir oynarım ki Aklı hayâli donar kalır Donar ya Tanımaz oyunun bir harfini. Kenar süsünde aklını döven bir adam Ne kaşı var ne gözü Ne yönü belli ne sözü Niyet, düşlerime kâbus desem, değil Şiirlerimle bozmuş kafayı belli. Kimini eğmiş harflerin kimini dikmiş Yatırmış yuvarlamış bir kaç ünlemi Bir dörtlük geçmiş içinden Kimler Geldi Kimler Geçti den esinlenmiş belli. Kimler ekledi, sorma sakın kimler sildi Hiçbirisi kasvetimi gidermedi En eseni, senin kadar devirmedi Kimler ekledi, kimler sildi Sol anahtarı sağ köşenin mağduru. Bu mektup hazanın son deli yağmuru. Serap ERSOY (Ruhum Güneşten) blog.milliyet.com.tr/hazandan-mektup-var/Blog/?BlogNo=344543 |
Tebriklerimle
Saygılarımla
İsmail Yılmaz